coğrafya ders notları

Aşk'a İnanmışt'ı

Genel Yönetici
Staff member
Katılım
28 Mart 2008
Mesajlar
23.246
Tepki puanı
2.148
Puanları
163
Yaş
40
Bulunduğu Yer
ŞANLIURFA
Tuttuğu Takım
GALATASARAY


Konum: Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirine çok yaklaştığı bir alanda yer alan Türkiye Cumhuriyeti, doğuda Gürcistan, Ermenistan, Nahcivan ve İran, batıda Bulgaristan ve Gürcistan, güneyde Suriye ve Irak ile komşudur.
Coğrafi konumu: 36° 00'-42° 00' Kuzey Enlem ve 26° 00'-45° 00' Güney Boylam
Haritadaki konumu: Güney Batı Asya
Yüzölçümü: 814.578 km² (Yüzölçümünün %3'lük bölümü Avrupa kıtasında yer alan Asya topraklarıdır.)
Sınırları: toplam: 2,627 km
sınır komşuları: Ermenistan 268 km, Azerbaycan 9 km, Bulgaristan 240 km, Gürcistan 252 km, Gürcistan 206 km, İran 499 km, Irak 331 km, Suriye 822 km
Sahil şeridi: 7,200 km
İklimi: Türkiye'de başlıca üç iklim tipi görülür: Akdeniz iklimi, Karadeniz iklimi ve karasal iklim.
Arazi yapısı: Yüksek bir ülke olan Türkiye`de yüzey şekilleri önemli ölçüde çeşitlilik gösterir. Birçoğu birbirine koşut sıralar halinde uzanan dağlar,tek başına ya da çizgisel bir diziliş gösteren sönmüş yanardağlar, üstleri yanardağ lavlarıyla ya da eski göllere ait tortul kayaçlarla kaplı olan ve vadilerle yarılmış plato düzlükler,vadiler boyunca ya da ırmak ağızlarında genişleyen tabanı alüvyonlu ovalar bu çeşitliliğin başlıca öğeleridir. Bu çeşitlilik, ülkenin yaşam koşulları ile ekonomik etkinliklerini önemli ölçüde etkiler.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Akdeniz 0 m
en yüksek noktası: Ağrı Dağı 5,166 m
Doğal kaynakları: Demir, bakır, kurşun, kömür, çıva, krom uranyum ve diğer madenler.
Sulanan arazi: 36,740 km² (1993 verileri)
Doğal afetler: Depremler, seller

Nüfus: 67,803,927 (22.10.2000 verileri)
Nüfus artış hızı (yıllık): %18,28 (2000 verileri)
Bebek ölüm oranı: 39.4 ölüm/1,000 doğan bebek (2002 tahminleri)
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 68.5 yıl
erkekler: 66.2 yıl
kadınlar: 70.9 yıl (2002 tahminleri)
Ortalama çocuk sayısı: 2.46 bebek/kadın (2002 tahminleri)
HIV/AIDS vakaları (toplam): 1325 kişi (2001 tahminleri)
Ulus: Türk
Din: Müslüman %99.8, diğer %0.2 (Hıristiyan, Yahudi, diğer)
Diller: Türkçe (resmi), Kürtçe, Arapça, Ermenice, Yunanca
Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri verileri
toplam nüfus: %87.5
erkekler: %95.3
kadınlar: %79.9 (2002 tahminleri)

[FONT=&quot]Yönetim biçimi:[/FONT][FONT=&quot] Cumhuriyet
Başkent: Ankara
İdari bölümler: 81 il; Adana, Adıyaman, Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Ardahan, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Corum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Hatay, İçel, İğdir, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kilis, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Siirt, Sinop, Şirnak, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Tunceli, Uşak, Van, Yalova, Yozgat, Zonguldak, Düzce
Bağımsızlık günü: 29 Ekim 1923
Milli bayram: Bağımsızlık günü, 29 Ekim (1923)
Anayasa: 7 Kasım 1982
Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: AsDB, AG (Avustralya Grubu), BIS (Uluslararası İmar Bankası), BSEC (Karadeniz Ekonomik İşbirliği), CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CERN (gözlemci), EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), ECO (Ekonomik İşbirliği Örgütü), ESCAP (Asya ve Pasifikler Ekonomik ve Sosyal Komisyonu), EU (aday), FAO (Tarım ve Gıda Örgütü), IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICC (Milletlerarası Ticaret Odası), ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi), IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği), IDB (İslam Kalkınma Bankası), IEA (Uluslararası Enerji Ajansı), IFAD (Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IHO (Uluslararası Hidrografi Örgütü), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF
[/FONT]
(Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı), Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), IOM (gözlemci), ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü), ITU (Uluslararası Haberleşme Birliği), NATO (Kuzey Atlantik Asemblesi), NEA (Nükleer Enerji Kurulu), NSG, OAS (gözlemci), OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü),OIC, OPCW (Kimyasal Silahları Yasaklama Organizasyonu), OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü), PCA (Daimi Hakemlik Mahkemesi), UN (Birleşmiş Milletler), UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı), UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü), UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği), UNIDO (Endüstriyel Kalkınma Örgütü), UNIKOM (BM Irak-Kuveyt Gözlem Misyonu), UNMIBH (BM Bosna Hersek Misyonu), UNMIK (BM Kosova Geçici Yönetimi), UNOMIG (BM Gürcistan Gözlem Misyonu), UNRWA (BM Filistin Mültecileri Yardım Komisyonu), UNTAET (BM Doğu Timor Geçiş Yönetimi), UPU (Dünya Posta Birliği), WEU (Batı Avrupa Konseyi), WFTU (Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu), WHO (Dünya Sağlık Örgütü), WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü), WToO (Dünya Turizm Örgütü), WTrO (Dünya Ticaret Örgütü)
Fert başına GSYİH: Satınalma gücü paritesine göre: 6012 $ (2001 verileri)
Fert başına GSMH 2123 $ (2001 verileri)
GSMH - büyüme hızı: %7.8 (2002)
GSMH - sektörel büyüme hızı: Tarım %6.5, sanayi %11, hizmet %5.7 (2002)
GSYİH - sektörel dağılım: tarım: %22.2
endüstri: %18.8
hizmet: %59.0 (1999)
Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında): %39 (2000 verileri)
İş gücü: 23 milyon (2000 verileri)
İşsizlik oranı: %5.6 (2000 verileri)
Endüstri: Tekstil, gıda, otomobil, madencilik, çelik, petrol, inşaat, kağıt
Endüstrinin büyüme oranı: %6.2 (2000 verileri)
Elektrik üretimi: 125.3 milyar kWh (2000 verileri)
Elektrik tüketimi: 119.5 milyar kWh (2000 verileri)
Elektrik ihracatı: 350 milyon kWh (2000 verileri)
Elektrik ithalatı: 3.35 milyar kWh (2000 verileri)
Tarım ürünleri: Tütün, pamuk, hububat, zeytin, şeker pancarı, bakliyat, narenciye, çiftlik hayvanı
İhracat: 26.9 milyar $ (2000 verileri)
İhracat ürünleri: Giyim eşyaları %25.6, gıda maddeleri %15.4, tekstil %12.3, metal ürünleri %8.6, taşıt ekipmanları %8.1 (1998)
İhracat ortakları: Almanya %18.7, ABD %11.4, İngiltere %7.4, İtalya %6.3, Fransa %6.0 (2000 verileri)
İthalat: 55.7 milyar $ (2000 verileri)
İthalat ürünleri: makine %28.3, kimyasal ürünler %15.2, yarı mamuller %14.5, yakıt %11, taşıt ekipmanları %9.5 (1999)
İthalat ortakları: Almanya %13.1, İtalya %7.9, ABD %7.2, Rusya %7.0, Fransa %6.6, İngiltere %5.0 (2000 verileri)
Dış borç tutarı: 109 milyar $ (2000 verileri)
Para birimi: Türk Lirası (TRL)
Para birimi kodu: TRL
Mali yıl: Takvim yılı

Demiryolları: 8,607 km (1999)
Karayolları: 382,059 km (1999 verileri)
Su yolları: 1,200 km (yaklaşık)
Boru hatları: Ham petrol 1,738 km; petrol ürünleri 2,321 km; doğal gaz 708 km
Limanları: Gemlik, Hopa, İskenderun, İstanbul, İzmir, Kocaeli (İzmit), İçel (Mersin), Samsun, Trabzon
Hava alanları: 121 (2000 verileri)
Helikopter alanları: 2 (2000 verileri)

[FONT=&quot]Kullanılan telefon hatları:[/FONT][FONT=&quot] 19.5 milyon (1999)
Telefon kodu: 90
Radyo yayın istasyonları: AM 16, FM 72, kısa dalga 6 (1998)
Radyolar: 11.3 milyon (1997)
Televizyon yayını yapan istasyonlar: 635 (1995)
Televizyonlar: 20.9 milyon (1997)
Internet kısaltması: .tr
[/FONT]
Atmosfer ve özellikleri

İklim

Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca değişmeyen ortalama hava koşullarına iklim denir.
İklim, coğrafi ortamın oluşması ve şekillenmesi ile insanların yaşantı ve etkinlikleri üzerinde önemli rol oynar.
Örneğin bir yerdeki doğal bitki örtüsü, akarsuların özellikleri, insanların yaşam tarzları, konut tipleri, ekonomik etkinliklerinin türü,iklimin kontrolü altındadır. İklimi oluşturan çeşitli öğeler vardır. Bunlar sıcaklık, basınç, rüzgarlar, nemlilik ve yağıştır. İklim elemanları adı verilen ve birbirlerini etkileyen bu öğeler arasında ayrılmaz bir ilişki vardır.
İklim olayları atmosfer içinde gerçekleştiği için öncelikle atmosfer ve özelliklerinin incelenmesi gerekir.

Atmosfer

Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir. Atmosferin alt sınırı, kara ve deniz yüzeyleriyle çakışır. Üst sınırını ise yerçekiminin etkisi belirler. Ekvator’dan kutuplara doğru yerçekimi arttığı için atmosferin şekli Dünya’nın şekli gibi küreseldir.

Atmosfer’in Katları

Atmosfer kendini oluşturan gazların karışımı ve gidişindeki farklılıklar nedeniyle çeşitli katlara ayrılmıştır. Bu katlar yeryüzünden yukarılara doğru troposfer, stratosfer, şemosfer, iyonosfer ve ekzosfer şeklinde sıralanır.

Troposfer

·[FONT=&quot] [/FONT]Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür.
·[FONT=&quot] [/FONT]Tüm gazların % 75’inin bulunduğu bu katmanda yoğunluk en fazladır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Troposfer, yerden havaya yansıyan ışınlarla alttan yukarıya doğru ısınır. Bu nedenle alt kısımları daha sıcaktır. Yerden yükseldikçe sıcaklık her 100 m’de yaklaşık 0,5°C azalır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Su buharının tamamı troposferde bulunduğu için tüm meteorolojik olaylar burada oluşur.
·[FONT=&quot] [/FONT]Güçlü yatay ve dikey hava hareketleri görülür.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yerden yüksekliği 6 – 16 km arasında değişir.

Stratosfer

·[FONT=&quot] [/FONT]Troposferin üstündeki katmandır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yatay hava hareketleri görülür.
·[FONT=&quot] [/FONT]Su buharı hemen hemen hiç bulunmadığı için dikey hava hareketleri oluşamaz. Bu nedenle sıcaklık dağılışı oldukça düzgündür.
·[FONT=&quot] [/FONT]Sıcaklık her yerde yaklaşık -50°C’dir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Üst sınırı yerden 25 – 30 km yüksekliktedir.

Şemosfer

·[FONT=&quot] [/FONT]Stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmandır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Stratosfer ile Şemosfer arasındaki 19-45 km’ler arasında oksijen azot haline gelerek ultraviyole ışınlarını tutar.
·[FONT=&quot] [/FONT]Üst sınırı yerden 80 – 90 km yüksekliktedir.

İyonosfer

·[FONT=&quot] [/FONT]Mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının, molekülleri parçalayarak iyonlar haline getirdiği katmandır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yerçekimi azaldığı için iklim üzerinde belirgin bir etkisi yoktur.
·[FONT=&quot] [/FONT]Radyo dalgalarını yansıtır
·[FONT=&quot] [/FONT]Üst sınırı yerden 250 – 300 km yüksekliktedir.

Eksosfer (Jeokronyum)

·[FONT=&quot] [/FONT]En üst tabakadır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yerçekimi çok azaldığından gazlar çok seyrektir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Hidrojen ve helyum gibi hafif gazlar bulunur.
·[FONT=&quot] [/FONT]Atmosfer ile uzay arasında geçiş alanıdır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Kesin sınırı bilinmemekle birlikte üst sınırının yerden yaklaşık 10.000 km yükseklikte olduğu kabul edilmiştir.

Atmosferde Bulunan Gazlar

Atmosferde bulunan gazların % 75’i ve su buharının tamamı troposferde bulunur. İklim yönünden daha çok atmosferin alt katları önemli olduğundan burada troposfer ve stratosferin alt katlarının bileşimi incelenecektir.

·[FONT=&quot] [/FONT]Her zaman bulunan ve oranı değişmeyen gazlar; % 78 oranında azot, % 21 oranında oksijen, %1 oranında asal gazlar (Hidrojen, Helyum, Argon, Kripton, Ksenon, Neon) dır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Her zaman bulunan ve oranı değişen gazlar; su buharı ve karbondioksittir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Her zaman bulunmayan gazlar; ozon ve tozlardır.

Su buharı : Yere ve zaman göre oranı en çok değişen gazdır. Yeryüzünün aşırı ısınıp, soğumasını engeller. Yağış, bulut, sis gibi hava olaylarının doğuşunu sağlar.

Karbondioksit : Atmosferin güneş ışınlarını emme ve saklama yeteneğini artırır. Havada karbondioksit (CO2) miktarının artması sıcaklığı artırıcı, azalması ise sıcaklığı düşürücü etki yapar.

Ozon : Hava içindeki oksijen (O2) mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının etkisi altında ozon (O3) haline geçer. Ozon gazı, içinde hayatın gelişmesine olanak vermez ancak atmosferin üst katmanlarında ultraviyole ışınlarını emerek yeryüzündeki yaşam üzerinde olumlu bir etki yapar. Yeryüzünden 19 – 45 kilometre yükseklikler arasında bulunan ozon katının son yıllarda inceldiği hatta yer yer delindiği belirlenmiştir. Özellikle buzdolabı, soğutucu, araba ve spreylerden çıkan gazların (kloroflorokarbon) neden olduğu anlaşılmış ve bu gazların kullanımına kısıtlamalar getirilmiştir.
Yeryüzüne ulaşan mor ötesi ışınlardaki artış, sıcaklıkların artmasına, buna bağlı olarak buzulların erimesine, bitki örtülerinde değişimlere neden olabilecektir.

Sıcaklık

Güneş Işınlarının Atmosferde Dağılışı

Yeryüzünün ısınmasında ana enerji kaynağı Güneş’tir. Dünya, Güneş’in uzaya yaydığı enerjinin ancak iki milyonda birini alır. Güneş’ten gelen bu enerji güneş sabitesi (solar konstant) ile belirlenir. Atmosferin üst sınırında 1 cm2’ye 1 dakikada gelen kalori miktarına güneş sabitesi (solar konstant) denir.
Atmosferin etkisiyle, Güneş’ten gelen ışınların tamamı yere ulaşmaz. Atmosfer güneş ışınlarını çeşitli oranlarda tutar ve dağıtır. Bu nedenle yeryüzü Güneş’ten gelen ışınlardan çok atmosfer tarafından tutulan ışınlarla ısınır.

Sıcaklık Etmenleri

Atmosferin ısınması çeşitli etmenlerin etkisi altındadır.

Güneş Işınlarının Yeryüzüne Değme Açısı

Belirli bir yüzeye dik ve yatık gelen ışınların getirdikleri enerji miktarları arasında belirgin bir fark vardır.
Çünkü bir ışın demeti dik geldiğinde daha dar bir yüzeyi aydınlatırken, aynı ışın demeti yatık geldiğinde daha geniş bir yüzeyi aydınlatır.
Ancak ışınların yere değme açısı daraldığı için etkisi azalır. Bu nedenle Güneş ışınlarının yere değme açısı büyüdükçe yeryüzünü ısıtma gücü de artar.
Güneş ışınlarının yeryüzüne değme açısını etkileyen etmenler şunlardır:

Dünya’nın Şekli

Dünya’nın küreselliğinin bir sonucu olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru güneş ışınlarının yere değme açısı küçülür. Buna bağlı olarak her iki yarım kürede Ekvator’dan kutuplara doğru sıcaklık azalır. Bu durum enlemin sıcaklık üzerindeki etkisini gösterir.
Dünya’nın Eksen Eğikliği ve Yıllık Hareketi

Dünya’nın eksen eğikliği nedeni ile Güneş çevresindeki dönüşü (yıllık hareket) sırasında güneş ışınlarının yere değme açısı değişir.
Yeryüzündeki bir noktanın güneş ışınlarını yıl içinde farklı açılarla alması ısınma farklılıklarına neden olur.

Dünya’nın Günlük Hareketi

Dünya’nın günlük hareketi nedeniyle güneş ışınlarının bir noktaya değme açısı sabahtan öğleye kadar artar. Öğleden akşama kadar ise azalır. Günün en yüksek sıcaklığı, ışınların en büyük açı ile geldiği öğle saati değil, depolanan enerjinin en fazla olduğu 13.00 – 14.00 saatleri arası ölçülür. Çünkü öğleye kadar yerde biriken enerji, ışınların gelme açısının daralmasıyla birlikte ışıma ile atmosfere iletilir. Işıma gece boyu devam eder, yer soğur. Güneş’in doğuş saatinde ışıma sona erer ve yerde enerji depolamaya başlar. Işımanın sona erdiği anda günün en düşük sıcaklığı yaşanır.

Işıma

Yeryüzü kazandığı enerjinin bir bölümünü atmosfere geri verir. Buna yer ışıması denir. Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşamadığı saatlerde (gece) ve güneş ışınlarının yere değme açılarının küçüldüğü aylarda yer ışıması artar. Ayrıca, zeminin yapısı da yer ışıması üzerinde etkilidir. Örneğin yeryüzünün bitki ile kaplı alanlarında yer ışıması az ve yavaşken çılak arazilerde ısı kaybı daha hızlı ve fazla olur.

Eğim ve Bakı

Geniş bir bölgeye düşen birbirine paralel ışınların yere düşme açıları, yamaç eğimine ve bakı durumuna (Güneş’e dönüklüğe) göre değişir. Bu durum yerel ısınma farklarına yol açar. Kuzey Yarım Küre’de güney yamaçlar, Güney Yarım Küre’de ise kuzey yamaçlar güneş ışınlarını yıl boyunca daha büyük açı ile aldığından daha sıcak olur.
Ekvator çevresinde bakının etkisi tüm yamaçlarda görülür.

Bakının Etkisi

Güneşe dönük olan eğimli yamaçlarda;
·[FONT=&quot] [/FONT]Sıcaklık daha yüksektir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Güneşlenme süresi daha uzundur.
·[FONT=&quot] [/FONT]Karların yerde kalma süresi daha kısadır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Kalıcı karların başlama yüksekliği daha fazladır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Tarım ürünlerinin olgunlaşma süresi daha kısadır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Ormanların yükselti sınırı daha fazladır.

Yükselti

Deniz seviyesinden yükseldikçe atmosferin yoğunluğunun ve içindeki su buharının azalması ile troposferin daha çok yerden yansıyan ışınlarla ısınması nedeniyle sıcaklık, her 100 m’de yaklaşık 0,5°C azalır. Bu nedenle enlemi aynı olan iki farklı noktadan daha yüksekte olan, diğerine göre her zaman daha soğuk olur. Örneğin deniz seviyesinden 155 m yükseklikteki Bursa’da sıcaklık 25°C iken aynı enlemde bulunmasına karşın 2543 m yükseklikteki Uludağ’da sıcaklığın 12°C olması yükseltinin sıcaklığa etkisini gösterir.

İndirgenmiş Sıcaklık

Yeryüzünde sıcaklığın enleme bağlı dağılışını gösteren haritalar çizilirken yükseltinin sıcaklık üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak için indirgenmiş sıcaklık değerleri kullanılır.
Bir yerin yükseltisinin sıfır (0 m) kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına indirgenmiş sıcaklık denir.
Bir yerin indirgenmiş sıcaklığını hesaplamak için yükseltiden kaynaklanan sıcaklık farkı hesaplanır.
Bu fark o yerin gerçek sıcaklığına eklenir.
Örnek :
900 m yükseklikteki Ankara’da Ocak ayı ortalama sıcaklığı -2°C’dir. Ankara’nın deniz seviyesine indirgenmiş sıcaklığı kaç °C dir?
Çözüm :
100 m’de sıcaklık 0,5°C azalırsa
900 m’de X°C azalır.
X=900 x 0,5 / 100 = 4,5 °C’dir.

İndirgenmiş Sıcaklık = Gerçek Sıcaklık + Sıcaklık Farkı
İndirgenmiş Sıcaklık = -2 +4,5
İndirgenmiş Sıcaklık = 2,5°C’dir.

Kara ve Deniz Dağılışı

Karalar denizlere göre daha çok ve çabuk ısınıp, soğurlar. Bu nedenle, karaların daha fazla yer kapladığı Kuzey Yarım Küre’nin yıllık ortalama sıcaklığı Güney Yarım Küre’den daha fazladır.
Ayrıca her iki yarım kürede kara ve denizlerin dağılışındaki farklılık termik ekvatorun yer ekvatorundan sapmasına neden olmuştur.

Termik Ekvator : Meridyenlerin en sıcak noktalarını birleştiren eğriye termik ekvator denir.

Atmosferdeki Nem Oranı

Atmosferdeki nem;
·[FONT=&quot] [/FONT]Güneşten gelen ve yeryüzünden yansıyan ışınları emerek tutar.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yeryüzünün aşırı ısınıp soğumasını önler.
·[FONT=&quot] [/FONT]Isınıp soğumanın yavaş ve dengeli olmasını sağlar. Bu nedenle nemli bölgelerde günlük ve sıcaklık farkları daha azdır.

Okyanus Akıntıları

Enlemin etkisine bağlı olarak, ekvatoral bölgeden gelen akıntılar sıcak su, kutup bölgelerinden gelen akıntılar ise soğuk su taşırlar.
Sıcak su akıntıları geçtikleri kıyılarda sıcaklığı yükseltici, soğuk su akıntıları ise sıcaklığı düşürücü etki yapar.

Rüzgarlar

Rüzgarlar geldikleri yerlerin özelliklerine göre, estikleri bölgelerin sıcaklığını yükseltici ya da düşürücü etki yapar. Bu durum enlemin sıcaklık üzerindeki etkisini gösterir. Örneğin Kuzey Yarım Küre’de yer alan Türkiye’de kuzeyden esen rüzgarlar sıcaklığı düşürücü güneyden esen rüzgarlar sıcaklığı artırıcı etki yapar.

Zeminin Yapısı

Karaları oluşturan taş ve toprakların fiziksel özellikleri (rengi, parlaklığı, gözenekliği gibi özellikleri) yeryüzünde ısınma farklılıklarına neden olur. Ayrıca zeminin bitki örtüsü ile kaplı olup olmaması, bitki örtüsünün yoğunluğu, kar ya da toprak örtüsünün bulunup bulunmaması sıcaklık dağılışı üzerinde etkilidir.
Bu nedenle taş ve toprakların ısınıp soğuma süreleri farklılık gösterir.
Örneğin açık renkli ve gevşek yapıya sahip kumsallarda ısınma ve soğuma çabuk gerçekleşir.

Sıcaklık Kuşakları

Matematik iklim kuşaklarının sıcaklık etmenlerinin etkisi ile değişikliğe uğraması sonucu belirlenmiştir. Kara ve denizlerin dağılışı bu belirlemede temel etkendir.
Kuzey Yarım Küre’de karaların daha geniş yer kaplaması, yaz sürelerinin daha uzun olması, sıcak su akıntılarının daha etkili olması ve Güney Yarım Küre’de buzullarla kaplı, geniş Antartika Kıtası’nın bulunması nedeniyle sıcak ve ılıman kuşak Kuzey Yarım Küre’de, soğuk kuşak ise Güney Yarım Küre’de daha geniştir.

Matematik İklim Kuşakları : Dünya’nın eksen eğikliğine göre belirlendiği için, sınırları dönenceler ve kutup daireleridir.

Sıcak Kuşakların Özellikleri

Matematik Kuşaklarının Özellikleri

Matematik kuşaklarının yer yer değişime uğraması sonucu oluşmuş ve ana çizgileri ile Ekvator‘ a paralel uzanan sıcaklık kuşakları şunlardır:

Sıcak Kuşak :

Sıcak kuşakta bulunan yerlerde,

·[FONT=&quot] [/FONT]Güneş ışınları yıl boyunca dik ya da dike yakın açı ile gelmektedir. Dönenceler arasındaki yerlere güneş ışınları yılda iki kez (yerel saat 12.00’de) dik açı ile gelir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Günlük ve aylık sıcaklık farkları çok azdır. Ancak 30° enlemlerinde gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok fazladır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Aylık ve yıllık sıcaklık ortalamaları 20°C’nin üzerindedir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Gece – gündüz süreleri yıl boyunca birbirine yakındır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Alçak yerlerde, yüksek sıcaklık yaşamı olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle yaşmaya ve yerleşmeye en elverişli yerler yükseklerdedir.

Ilıman Kuşak :

Ilıman kuşakta bulunan yerlerde,
·[FONT=&quot] [/FONT]Güneş ışınları hiçbir zaman dik açı ile gelmez.
·[FONT=&quot] [/FONT]Günlük ve aylık sıcaklık farkları belirgindir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yıllık sıcaklık ortalaması 20°C’den azdır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Gece – gündüz süreleri arasındaki zaman farkı artmıştır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Dört mevsim belirgin olarak yaşanır.

Soğuk Kuşak :

Soğuk kuşakta bulunan yerlerde,
·[FONT=&quot] [/FONT]Yıllık sıcaklık ortalaması 10°C’nin altındadır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Gece – gündüz sureleri arasındaki zaman farkı çok fazla olabilir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Gece ve gündüzlerin sureleri arasındaki zaman farkı çok fazla olabilir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Gece ve gündüzlerin suresi 24 saatten uzundur.
·[FONT=&quot] [/FONT]Güneş ışınlarının gelme açısı küçüktür.
·[FONT=&quot] [/FONT]Kutup noktaları, güneş ışınlarını yıl boyunca en fazla 23°27’ lık açıyla alır.

Sıcaklıkların Gösterimi

Yeryüzünde ölçülen sıcaklıkların dağılışı izotermlerle haritalarda gösterilir.
Aynı sıcaklıktaki noktaları birleştiren eğrilere izoterm (eş sıcaklık) eğrisi denir.
İzoterm (eş sıcaklık) eğrileri karasallığın ve sıcak su akıntılarının etkisiyle enlemlerden sapma gösterir.
İzoterm haritaları ve yer şekillerinin sıcaklık üzerindeki etkisini gösterebilmek için gerçek sıcaklıklar, enlem etksini gösterebilmek için indirgenmiş sıcaklıklar kullanılarak çizilir ve bu bilgi haritalarda belirtilir.

Dünya’da ve Türkiye’de Sıcaklığın Dağılışı

Sıcaklığın yeryüzündeki coğrafi dağılışını ve bu dağılışın nedenlerini yıllık ortalama izoterm haritaları yardımıyla incelemek mümkündür. Aylık ortalama izoterm haritaları ise sıcaklığın aylar arasındaki değişimi hakkında bilgi verir.

Dünya’da Sıcaklığın Dağılışı

Dünya Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

Kuzey Yarım Küre’de Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

Ocak ayı kış mevsimine rastlar.
En düşük sıcaklıklar Kuzeydoğu Sibirya ve Kanada’da görülür. Buralardaki sıcaklık değerleri yıl boyunca -20°C’nin altındadır.
Yüksek sıcaklıklar Ekvator ile Yengeç Dönencesi arasında, denizler üzerinde görülür.
[FONT=&quot]İzoterm eğrileri karalar üzerinde güneye, denizler üzerinde kuzeye doğru sapma gösterir. Bu durum, karaların denizlerden daha soğuk olduğunun kanıtıdır[/FONT]
 
Cevap: coğrafya ders notları

Güney Yarım Küre’de Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

Ocak ayı yaz mevsimine rastlar.
En soğuk yer Güney Kutbu’dur.
En yüksek sıcaklıklar Güney Afrika’da Kalahari Çölü’nde, Güney Amerika’da Patagonya Çölü’nde ve Kuzey Avustralya’da görülür.
İzoterm eğrileri karalar üzerinde güneye, denizler üzerinde kuzeye doğru sapma gösterir.
50 – 60° güney enlemleri arasında karaların az yer kaplaması nedeniyle izotermler oldukça düzgün uzanır.

Sonuçlar

Kuzey Yarım Küre’de izotermlerin gidişi enlemlere uyum sağlamaz. Çünkü bu yarım kürede karalar geniş yer kaplar.
Güney Yarım Küre’de izotermlerin gidişi daha düzenlidir. Çünkü bu yarım kürede karalar daha az yer kaplar.
Her iki yarım kürede okyanus akıntıları, izotermlerin enlemlerden sapmasına neden olur.

Dünya Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı

Kuzey Yarım Küre’de Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı

Temmuz ayı yaz mevsimine rastlar.
Sıcaklık değerleri yüksektir. Çünkü karalar bu yarım kürede geniş yer kaplar.
En sıcak yerler, 15. ve 40. paraleller arasındaki karalar üzerindedir.
İzoterm eğrileri karalar üzerinde kuzeye, denizler üzerinde güneye doğru sapma gösterir.
0°C izoterm eğrisi, Grönland’ın kuzeyi ve kutup çevresinden geçer.

Güney Yarım Küre’de Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı

Temmuz ayı kış mevsimine rastlar.
Antartika Kıtası -10°C izoterm eğrisi ile çevrelenmiştir.
50° - 60° enlemleri arasından geçen 0°C izoterm eğrisi oldukça düzgün uzanışlıdır.
İzoterm eğrileri, karalar üzerinde Ekvator’a, denizler üzerinde güneye doğru sapma gçsterir.

Sonuçlar

Kuzey Yarım Küre’de izotermlerin gidişi enlemlere uyum sağlamaz. Çünkü bu yarım kürede karalar geniş yer kaplar.
Güney Yarım Küre’de izotermlerin gidişi daha düzenlidir. Çünkü bu yarım kürede karalar daha az yer kaplar.
Okyanus akıntıları, izotermlerin enlemlerden sapmasına neden olur.

Dünya Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı

Sıcaklık Ekvator’dan kutuplara doğru azalır.
En düşük sıcaklıklar kutup bölgelerindeki karalar üzerindedir.
Alçak enlemlerde karalar denizlerden, yüksek enlemlerde denizler karalardan daha sıcaktır.
0° - 45° Kuzey enlemleri arasında sıcaklık değerleri, karaların geniş yer kaplaması nedeniyle Güney Yarım Küre’ye göre yüksektir. 45° Güney enleminden sonra Güney Yarım Küre, Kuzey Yarım Küre’den daha sıcaktır.
Termik ekvator, Avustralya çevresi dışında Güney Yarım Küre’ye inmez. Çünkü bu yarım kürede soğuk su akıntıları daha etkilidir.
Kuzey Yarım Küre’de ılıman kuşak okyanuslarının doğu kıyıları batı kıyılarından daha sıcaktır.

Dünya Yıllık Sıcaklık Farkı

En düşük sıcaklık farkı enlemin etkisine bağlı olarak Ekvator çevresinde görülür.
En yüksek sıcaklık farkı 65°C ile Sibirya’da görülür.
Kanada’nın kuzeyinde ise 45°C’ye ulaşan sıcaklık farkına rastlanır.
Aynı enlemlerde bulunmalarına karşı Sibirya’da yıllık sıcaklık farkı Kanada’dakinden daha yüksektir.
Çünkü Sibirya’da karasallığın etkisi daha belirgindir.
Ilıman kuşak okyanusların batı kıyılarında sıcaklık farkları soğuk su akıntılarının etkisiyle daha yüksektir.

UYARI : En sıcak ay ile en soğuk ay arasındaki sıcaklık farkına yıllık sıcaklık farkı denir. Bu farklar dönenceler çevresinde, karasal bölgelerde en fazladır. Ekvator çevresinde ve denizel etkilere açık yerlerde ise sıcaklık farkları azalır.

Türkiye’de Sıcaklığın Dağılışı

Türkiye Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

En düşük sıcaklıklar, enlem ve karasallık nedeniyle Kuzeydoğu Anadolu’da Erzurum – Kars Bölümünde görülür.
En yüksek sıcaklıklar, enlem ve denizellik nedeniyle Akdeniz kıyılarında görülür.
Kıyı kesimlerinde denizellik nedeniyle sıcaklık 0°C’nin üstündedir.
İç kısımlarda karasallık nedeniyle sıcaklık düşüktür. Buna bağlı olarak kıyı bölgeler ile iç bölgeler arasındaki sıcaklık farkı artmıştır.

Türkiye Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı

En yüksek sıcaklıklar enlem etkisi ve nem azlığı nedeniyle Güneydoğu Anadolu’da görülür.
Enlem etkisi nedeniyle güneyden kuzeye doğru sıcaklık azalır.
Kıyı bölgeler ile iç bölgeler arasındaki sıcaklık farkı Ocak ayına oranla azalmıştır.

Türkiye Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı

İzoterm eğrileri genellikle batı-doğu uzanışlıdır.
En düşük sıcaklıklar Kuzeydoğu Anadolu’da görülür. Nedenleri :
·[FONT=&quot] [/FONT]Bölgenin kuzeyde yer alması nedeniyle soğuk enlemlere yakın olması
·[FONT=&quot] [/FONT]Bölgenin deniz etkisine kapalı olması nedeniyle karasallığın belirginleşmesi.
En yüksek sıcaklıklar, Güneydoğu Anadolu’da görülür. Nedenleri :
·[FONT=&quot] [/FONT]Bölgenin güneyde yer alması nedeniyle sıcak enlemlere yakın olması.
·[FONT=&quot] [/FONT]Bölgenin deniz etkisine kapalı olması nedeniyle karasallığın belirginleşmesi
·[FONT=&quot] [/FONT]Bölgenin sıcak ve kuru çöl rüzgarlarına açık olması

Türkiye Yıllık Sıcaklık Farkı

Nemlilik etkisiyle en düşük sıcaklık farkları Karadeniz Bölgesi kıyı kesimlerindedir.
Karasallığın etkisiyle, kıyılardan uzaklaştıkça sıcaklık farkları artar.
En yüksek sıcaklık farkı Doğu Anadolu’da, Erzurum – Kars Platosu’ndadır.

UYARI : Sıcaklık farklarının 15°C nin üstünde olması, Türkiye’nin matematik konumu ile ilgilidir.

Basınç

Atmosfer Basıncı

Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı denir.

Normal Hava Basıncı

45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta ölçülen basınca normal hava basıncı denir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Cıva sütununun yüksekliği ile (normal basınç 760 mm)
·[FONT=&quot] [/FONT]Cıva sütununun ağırlığı ile (normal basınç 1033 gr)
·[FONT=&quot] [/FONT]Kuvvet birimi ile (normal basınç 1013 milibar) ifade edilir.
Basınç barometre ile ölçülür. Cıvalı barometre, barograf, aneroid baramotre ve altimetre gibi çeşitleri vardır.

Cıvalı Barometre : Üstü açık bir kaba daldırılmış, yukarı ucu kapalı bir cam borudur. Hava basıncı, boruyu dolduran cıva sütununu dengede tutar. Hava basıncı azalıp çoğaldıkça cıva sütunu da alçalıp yükselir.
Cıvalı barometre camdan yapıldığı ve hep düz durması gerektiği için her zaman kullanımı kolay değildir.

Barograf : Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı ucu bulunan bir tür madeni barometredir.

Aneroid Barometre : Madeni barometredir. Cıvalı barometrelerin kullanım alanının sınırlı olması ve taşıma zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir.

Altimetre : Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır.

Basınç Etmenleri

Hava basıncı çeşitli etmenler altında değişiklik gösterir.

Sıcaklık (Termik Etken)

Basıncı en çok etkileyen etmen sıcaklıktır. Sıcaklığın günlük mevsimlik değişimine bağlı olarak basınç değişir. Isınan hava genleşerek yükselir. Gazların seyrelmesi nedeniyle basınç düşer ve alçak basınç alanı oluşur. Soğuyan havada gaz molekülleri sıkışarak ağırlaşır. Ağırlaşan gazlar yeryüzüne doğru yığılır ve yüksek basınç alanı oluşur.

Yükselti

Yeryüzünden yükseldikçe;
Yerçekimi,
Atmosferdeki gazların miktarı azalır.
Bunlara bağlı olarak basınç düşer.

Hava Yoğunluğu (Dinamik Etken)

1m3 havanın içerisindeki gazların miktarına hava yoğunluğu denir. Yoğunluk su buharına ve toz zerreciklerine göre değişir.
Yerçekiminin azalıp çoğalması,
Havanın ısınıp soğuması,
Yükseltinin artması,
Dünya’nın ekseni çevresindeki dönüşü,
Hava yoğunluğunun değişmesine neden olur.
Hava yoğunluğu arttıkça basınç yükselir, yoğunluk azaldıkça basınç düşer.

Yerçekimi

Dünya’nın geoid şekli nedeniyle yerçekiminin Ekvator’dan kutuplara doğru artması, basıncın kutuplarda yüksek olmasının nedenlerinden biridir.

Mevsim

Mevsimlerin basınç üzerindeki etkisi ılıman kuşakta belirgindir. Yaz aylarında ısınmanın etkisiyle karalar alçak basınç, denizler ise yüksek basınç alanıdır. Kışın ise denizler alçak basınç, karalar yüksek basınç alanıdır. Bu durum sıcaklığın basınç üzerindeki etkisini kanıtlar.

Dünya’nın Günlük Hareketi

Dünya, ekseni çevresinde döndüğü için hava akımları yönlerinden sapar. Sapmalar sonucu 30°enlemlerinde alçalıcı hava hareketleri ile yoğunluk arttığından basınç yükselir ve dinamik yüksek basınç alanı oluşur.
60° enlemlerinde ise batı ve kutup rüzgarları karşılaşır. Bu rüzgarların birbirlerini iterek yükselmesiyle 60° enlemlerinde gaz yoğunluğu azaldığından basınç düşer. Böylece dinamik alçak basınç alanı oluşur.

UYARI : Dünyanın günlük hareketi sonucunda hava akımlarının sapması, dinamik basınç alanlarını oluşturur. Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketine bağlı olarak oluşan basınçlara dinamik basınç denir.

Basınç Tiplerinin Özellikleri :

1013 milibardan düşük olan basınçlara alçak basınç (siklon) yüksek olanlara ise yüksek basınç (antisiklon) denir.

Alçak Basınç (Siklon)

Termik ve dinamik alçak basınç merkezlerinde benzer hava hareketleri görülür.
Havanın yoğunluğu azdır.
Hava yükseltici bir hareket gösterir.
Yeryüzündeki hava hareketi çevreden merkeze doğrudur.
Merkezden çevreye doğru basınç artar.
Dünya’nın günlük hareketi nedeniyle hava akımları, Kuzey Yarım Küre’de saat ibresinin tersi yönde, Güney Yarım Küre’de ise saat ibresi yönünde sapmaya uğrar.

UYARI : Basınç farkının olduğu yerlerde, hava hareketi her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğrudur.
Termik alçak basıncın etkili olduğu alanlarda hava sıcaklığı yüksektir.
Dinamik alçak basıncın etkisi altında olan yerlerde sıcaklık düşüktür.

Yüksek Basınç (Antisiklon)

Termik ve dinamik yüksek basınç merkezlerinde benzer hava hareketleri görülür.
Havanın yoğunluğu fazladır.
Hava alçalıcı bir hareket gösterir.
Yeryüzündeki hava hareketi merkezden çevreye doğrudur.
Dünya’nın günlük hareketi nedeniyle hava akımları, Kuzey Yarım Küre’de saat ibresi yönünde, Güney Yarım Küre’de saat ibresinin tersi yönde sapma gösterir.

UYARI : Basınç farkının olduğu yerlerde, hava hareketi her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğrudur.
Dinamik yüksek basıncın etkili olduğu yerlerde hava sıcak ve kurudur. Termik yüksek basıncın etkili olduğu yerlerde ise hava soğuk ve kurudur.

Basınç Kuşakları

Termik Alçak Basınç Kuşağı (Tropikal Basınç Kuşağı)

Ekvator ve çevresinde sıcaklığa bağlı olarak oluşmuştur.
Sıcaklık yüksek olduğu için sıcak çekirdekli siklon da denir.

Dinamik Yüksek Basınç Kuşağı (Subtropikal Basınç Kuşağı)

Dünya’nın ekseni çevresindeki dönüşünün rüzgarlar üzerinde oluşturduğu sapma etkisiyle 30° enlemleri çevresinde oluşan basınç kuşağıdır. Bu kuşak Kuzey Yarım Küre’de yaz aylarında kuzeye, kış aylarında güneye kayar. Alçalıcı hava hareketlerine bağlı olarak havanın ısınması ve nem miktarının düşmesi nedeniyle 30° enlemleri çevresinde çöller oluşur.

Dinamik Alçak Basınç Kuşağı (Subpolar Basınç Kuşağı)

60° enlemlerinde kutup rüzgarları ve batı rüzgarlarının karşılaşması ile oluşur. Sıcaklık düşük olduğu için soğuk çekirdekli siklon da denir.
Kışın kara ve denizlerin farklı ısınmaları aynı enlem üzerinde farklı basınç koşullarının görülmesini sağlar. Bu nedenle kışın karalar üzerinde yüksek basınç oluşması bu basınç kuşağını kesintiye uğratır.

Termik Yüksek Basınç Kuşağı (Polar Basınç Kuşağı)

Kutuplar çevresinde düşük sıcaklık nedeniyle oluşan, yüksek basınç alanıdır.


UYARI : Basınç kuşakları, Kuzey Yarım Küre’de karalar üzerinde kesintiye uğrar. Güney Yarım Küre’de ise karaların oranı çok az olduğundan basınç kuşakları daha düzenli ve süreklidir.

Türkiye’de Etkili Olan Basınç Merkezleri

Türkiye farklı özellikteki basınçların etkisinde kalır. Bu durum daha çok Türkiye’nin matematik konumunun sonucudur.

Yüksek Basınçlar :

Sibirya Antisiklonu

Ülkemizde doğu ve kuzeydoğudan sokulan termik kökenli yüksek basınç alanıdır.
Türkiye’yi sadece kış aylarında Doğu Anadolu ve Balkanlar üzerinden sarkarak etkiler.
Az fakat etkin kar yağışı ile soğuk ve ayazın fazla olduğu hava tipini simgeler.
Balkanlardan sarktığında Azor yüksek Basıncı ile birleşerek İzlanda Alçak Basıncı’nın Türkiye’yi etkilemesine izin vermez. Bu nedenle uzun süreli, sakin ve soğuk kuş koşulları yaşanır.

Azor Antisiklonu

Ülkemizi sürekli etkileyen dinamik kökenli yüksek basınç alanıdır.
Kışın serin, yağışsız ve batı yönlü rüzgarlarla kendini belli eder. Rüzgar hızları yavaştır.
Kışın sürekli alçalıcı hareket gösterdiği ve soğuk yeryüzüne dokunduğu için havanın alt kısımlarında soğuk, durgun bir hava katmanı oluşur. Bu durgun hava bölümü içerisinde şehirsel atıklar birikerek hava kirliliğine neden olur.
Kış ayalarında Kuzey Afrika üzerinde İzlanda Alçak Basıncı’nın sıcak bölümü oluşarak İzlanda Alçak Basıncı’nın değişmesine yardım eder. Yaz aylarında ise güneş ışınlarının gelme açısına bağlı olarak etki alanını Akdeniz üzerinden İngiltere’ye kadar genişletir. Bu durumda Türkiye’de kuzey yönlü rüzgarlar etkili olur.

Alçak Basınçlar :

İzlanda Siklonu

Dinamik kökenli bu alçak basınç alanı kışın etkilidir.
Ülkemize batı ve kuzeybatıdan sokulur.
Hareketli hava kütlelerini getirdiği için rüzgar birkaç gün ara ile çok farklı yönlerden eser. Rüzgarın esme yönü güneybatıdan başlar, kuzeybatıya kadar döner. Bu basınç merkezinde güney sektörlü rüzgarlar sıcaklığı artırırken, kuzey sektörlü rüzgarlar sıcaklığı düşürücü etki yapar ve cephesel yağışlara neden olur. Özellikle Karadeniz’de bubasınç alanı etkisiyle cephesel ve orografik yağışlar görülür.
Eğer kendisinden daha sıcak olan Akdeniz’e iner ve uzun bir süre burada kalırsa nem yüklenir. Türkiye’nin güneybatı kıyılarında aşırı kış yağışlarına neden olur.

Basra Körfezi – İran Siklonu

Termik kökenli bu basınç alanı, yaz aylarında karaların aşırı ısınması nedeniyle oluşmuştur.
Ülkemizde güney ve güneydoğudan sokulan ve yaz aylarında etkili olan Basra Alçak Basıncı;

Aşırı çöl sıcaklarının yaşanmasına,
Yaz başlarında karaların fazla ısınması ve atmosferin üst kısımlarının daha soğuk olması nedeniyle ani, gök gürültülü, sağanak yağışlara,
Azor Yüksek Basıncı’nın da etkisiyle kuzey yönlü rüzgarların etkin olmasına neden olur.

Rüzgarlar

Rüzgar

Hava kütlelerinin yatay yöndeki hareketlerine rüzgar denir.
Rüzgarlar basınç farklılıklarından doğar ve daima yüksek basınç alanlarından alçak basınç alanlarına doğru eser.

Rüzgarların Özellikleri :

Rüzgarın Hızı

Hava kütlesinin hareket hızıdır. Rüzgar hızı saniyede metre (m/sn) ya da saatte kilometre (km/sa) olarak ifade edilir.
Rüzgarın hızı anemometre ile ölçülür.

Rüzgarın Hızını Etkileyen Etmenler

Basınç Farkı

Rüzgarın hızını etkileyen temel etmendir. Basınç alanları arasındaki fark ne kadar fazla ise, rüzgar o kadar hızlı eser. Basınç farkının güçlü olduğu yerlerde izobarlar sık, zayıf olduğu yerlerde ise seyrek geçmektedir.

İzobar : Hava basıncının aynı olduğu yerleri birleştiren eğrilere izobar (eş basınç) eğrisi denir. Basınç haritalarında bu değerler deniz seviyesine indirgenmiş olarak kullanılır.

Basınç Merkezlerinin Yakınlığı

Alçak ve yüksek basınç merkezleri arasındaki uzaklık arttıkça rüzgarın şiddeti azalır. Basınç merkezleri birbirine ne kadar yakın ve aradaki basınç farkı ne kadar fazla ise rüzgar o kadar hızlı eser.

Dünya’nın Günlük Hareketi

Dünya’nın günlük hareketinin etkisiyle rüzgarlar esme yönlerinden sapar. Bu nedenle rüzgarlar basınç farkını izlemeyip izobarlara paralel bir şekilde estiklerinden hızları azalır.
Dünya ekseni çevresinde dönmeseydi rüzgarlar yüksek basınçtan alçak basınca doğru en kısa yolu izleyerek daha hızlı eseceklerdi. Ancak Dünya’nın ekseni çevresindeki dönüşünün etkisiyle en kısa yolu izlemeyen rüzgarlar daha yavaş eser.

UYARI : Rüzgarların sapma gücü enleme ve rüzgarın hızına göre değişir.

Yer şekilleri

Yeryüzünün dağlık ve engebeli arazilerinde rüzgarın sürtünme etkisi arttığından, hızı azalır. Engebeli olmayan alanlarda, deniz ve okyanuslar üzerinde sürtünme etkisi azaldığından rüzgarın hızı artar.

Rüzgarın Yönü

Rüzgarın yönü bulunulan noktaya göre belirlenir ve rüzgar hangi coğrafi yönden geliyorsa ona göre adlandırılır.
Rüzgarın yönü, basınç merkezlerinin konumuna, Dünya’nın günlük hareketine, yer şekillerine bağlı olarak değişir.

Dünya’nın Günlük Hareketi

Dünya’nın ekseni çevresindeki dönüşü nedeniyle rüzgarlar yönlerinden sapar. Rüzgar yönlerini saptıran etkiye koriyolis (coriolis) gücü denir. Koriyolis gücü ile rüzgarlar Kuzey Yarım Küre’de sağa, Güney Yarım Küre’de sola sapar.

Türkiye’de görülen yerel rüzgarlar, yıldız, poyraz, gün doğusu, keşişleme, kıble, lodos, gün batısı ve karayeldir.

Rüzgarın Frekansı (Esme Sıklığı)

Rüzgarın yıl içinde belirli bir yönden esme sıklığına rüzgar frekansı denir.
Esme sıklığı rüzgar frekans gülleri ile gösterilir.
Bir bölgede belirli bir sürede rüzgarların en sık estiği yöne egemen rüzgar yönü denir.
Örneğin Ankara Meteoroloji İstasyonu verilerine göre, Ankara’ya ait yıllık ortalama rüzgar frekans gülüne bakıldığında, yıl içinde kuzeydoğudan esen rüzgarların toplam 5000 esme sayısı ile en fazla olduğu görülür. Yani egemen rüzgar yönü kuzeydoğudur.

UYARI : Bir yerin rüzgar gülüne bakarak egemen rüzgar yönü ve o yerdeki yer şekillerinin uzanış yönü hakkında bilgi edinebiliriz.

UYARI : Birbirine komşu iki yerin farklı ısınması durumunda öncelikle rüzgar görülür.

Rüzgar Çeşitleri

Rüzgarlar, oluşumlarına, esiş sürelerine ve etki alanlarına göre üçe ayrılırlar :

Sürekli Rüzgarlar

Genel Hava dolaşımına bağlı, sürekli basınç kuşakları arasında yıl boyunca yön değiştirmeden esen rüzgarlardır.

Alizeler

30° enlemlerinden (DYB) Ekvator’a (TAB) doğru esen rüzgarlardır.
Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya uğrayarak, Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan eserler.
En düzenli ve sürekli esen rüzgarlardır.
Okyanus akıntılarının yönlerini düzenlerler.
Başlangıçta kuru olan bu rüzgarlar, deniz üzerinden aldıkları nemi Ekvator çevresine yağış olarak bırakırlar.

Ters Alizeler (Üst Alizeler)

Ekvator’dan (TAB), 30° enlemlerine (DYB) doğru esen üst rüzgarlardır.
Her yerde ve her zaman görülmezler.
Yeteri kadar sürekli ve güçlü değillerdir.
30° enlemleri çevresinde aşağıya doğru alçaldığından yağış oluşumunu engellerler.

Batı Rüzgarları

30° enlemlerinden (DYB), 60° enlemlerine (DAB) doğru esen batı yönlü rüzgarlardır.
Kuzey Yarım Küre’de güneybatıdan, Güney Yarım Küre’de kuzeybatıdan eserler.
Yön ve süreklilikleri oldukça değişkendir.
Denizden karaya estikleri için orta kuşak karaların batı kıyılarına bol yağış bırakırlar.
Kıtaların batı kıyılarında okyanus ikliminin gelişmesine neden olmuşlardır.

UYARI : Batı rüzgarları sıcak su akıntılarının yön değiştirmesine neden olur ve akıntıları güçlendirirler.


Kutup Rüzgarları

Kutuplardan (TYB) 60° enlemlerine (DAB) doğru esen soğuk ve kuru rüzgarlardır.
Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney yarım Küre’de güneydoğudan eserler.
Kuzey Yarım Küre’de kış aylarında etki alanlarını güneye doğru genişleterek okyanusların batı kıyılarında karasal iklimlerin gelişmesine neden olurlar. Yazın ise zayıflar ve kutuplara doğru çekilirler.

UYARI : Sürekli rüzgarlar yıl boyunca varlığını sürdüren sürekli basınç merkezleri arasında eser.

Mevsimlik Rüzgarlar

Yılın bir yarısında belirli bir yönden, diğer yarısında ise tam tersi yönden esen rüzgarlardır. Yıl içinde yaklaşık altı aylık sürelerle yön değiştiren bu rüzgarlara devirli rüzgarlar da denir. Bu tip rüzgarlar, kara ve denizlerin mevsime dayalı farklı ısınma özelliklerinden doğar. Geniş bir kara parçası olan Asya Kıtası, onun güney ve güneydoğusunda yer alan Hint Okyanusu ile Büyük Okyanus bu tip termik basınç sistemlerinin gelişmesine en uygun bölgelerdir. Burada görülen mevsim rüzgarlarına muson adı verilmektedir.
Muson rüzgarları, Güney ve Güneydoğu Asya kıyıları, Avustralya kıyıları ve Afrika’nın Gine Körfezi kıyılarında görülür.

Yaz Musonları

Yaz aylarında Asya kıtası Hint Okyanusu’ndan daha çabuk ve çok ısınır. Kıta üzerinde termik kökenli alçak basınç alanı oluşur. Hint Okyanusu ise kıtaya göre daha serin olduğu için termik yüksek basınç alanıdır. Bu nedenle denizden karaya doğru, nemli yaz musonları eser. Kıyılarda bol yağış bırakırlar.
Muson rüzgarlarının etkili olduğu bu bölgeler Dünya’nın en yağışlı yerleridir.

UYARI : Yaz musonları denizden karaya doğru estikleri için dağ eteklerine ve yamaçlarına bol yağış bırakırlar.

Kış Musonları

Kış aylarında Asya Kıtası çabuk ve çok soğur. Kıta üzerinde termik kökenli yüksek basınç alanı oluşur. Hint okyanusu ise kıtaya göre daha ılık olduğu için termik alçak basınç alanıdır. Bu nedenle karadan denize doğru serin, yer yer soğuk ve kuru kış musonları eser.

UYARI : Kış musonları karadan denize estiklerinden kuru rüzgarlardır.

Yerel Rüzgarlar

Etki alanları dar ve esiş süreleri kısa olan rüzgarlardır. Oluşumlarındaki temel etken kısa süreli sıcaklık ve basınç farklarıdır.

Meltemler

Günlük sıcaklık ve basınç farklarından doğan rüzgarlardır.

Kara Meltemi

Gece, karalar denizlere göre daha çabuk ve çok soğur. Bu nedenle, karalar üzerinde termik yüksek basınç alanı, denizler üzerinde ise termik alçak basınç alanı oluşur. Bu durumda hava akımları karalardan denizlere doğru olur ve bu rüzgarlara kara meltemi denir.

Deniz Meltemi

Gündüz, karalar denizlerden daha çabuk ve çok ısınır. Bu nedenle karalar üzerinde termik alçak basınç alanı, denizler üzerinde ise termik yüksek basınç alanı oluşur. Bu durumda hava akımları denizlerden karalara doğru olur ve bu rüzgarlara deniz meltemi denir.
Örneğin İzmir’de yaz aylarında esen imbat bir deniz meltemidir.

Dağ Meltemi

Gece, yüksek yerler daha çabuk soğuduğundan termik yüksek basınç alanı, alçak yerler ise geç soğuduğundan termik yüksek basınç alanıdır. Hava akımları doruklardan çukur alanlara doğru olur ve bu rüzgarlara dağ meltemi denir.

Vadi Meltemi

Gündüz, yamaçlar vadi tabanlarına göre daha çabuk ve çok ısınır. Yamaçlar termik basınç alanı, vadi tabanları ise termik yüksek basınç alanıdır. Bu durumda, hava akımları vadi tabanlarından yamaçlara doğru olur ve bu rüzgarlara vadi meltemi denir.

UYARI : Meltemler, havanın durgun olması nedeniyle Ekvator’da yıl boyunca, orta enlemlerde ise en çok yaz mevsiminde görülür.

Sıcak Yerel Rüzgarlar

Estikleri yere göre daha sıcak olan rüzgarlardır.

Fön : Yamaçtan aşağı inen hava kütlesinin sıcaklığının her 100 m de 1 °C artmasına bağlı olarak oluşan sıcak ve kuru rüzgarlardır. Bu rüzgarlar kış mevsiminde karların erken erimesine, çığ ya da su baskınlarına neden olur. Yaz mevsiminde ise ürünlerin erken olgunlaşmasını sağlar.

Srikko : Büyük Sahra’dan Kuzey Afrika ve İtalya kıyılarına doğru esen sıcak ve kuru rüzgarlardır. Akdeniz üzerinden geçerken nem yüklendikleri için İtalya kıyılarına yağış bırakırlar. Çoğu zaman havanın içindeki tozdan dolayı bu yağışlar renkli olur. Srikko kıyıya yağış bırakıp içerilere sokulunca tekrar kuraklaşır.

Hamsin : Büyük Sahra’dan Mısır ve Libya kıyılarına doğru esen sıcak, kuru ve toz yüklü tipik çöl rüzgarlarıdır.

Samyeli (Keşişleme) : Güneydoğudan esen, sıcak ve kuru çöl rüzgarlarıdır. Ürünler üzerinde kurutucu ve kavurucu etki yaparlar. Türkiye’de Güneydoğu Anadolu ve Doğu Akdeniz’de etkisi daha belirgindir.

Lodos : Türkiye’ye güneybatıdan esen sıcak ve nemli rüzgarlardır. Lodos yağış bırakmaz ancak havadaki nem miktarını artırır. Ardından hava soğuyunca bu nem yağışa dönüşür. Belli bir esme mevsimi yoktur. Kış aylarıda estiğinde ılıtıcı etki yapar.

Kıble : Güneyden esen sıcak rüzgarlardır. Akdeniz kıyılarına yağış bırakırlar. Torosların güney yamaçlarında etkili rüzgarlardır.

UYARI : Yamaçtan aşağı inen bir kütlenin sıcaklığı ve kurutucu etkisi artar.

Soğuk Yerel Rüzgarlar

Genellikle kış aylarında etkili rüzgarlardır. Dağlık alanlardan ve soğuk enlemlerden ılık kıyılara doğru eserler.

Mistral : Fransa’nın iç kesimlerinden Rhone Vadisi’ni izleyerek Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgarlardır.

Bora : Yugoslavya’nın iç kesimlerinden Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk rüzgarlardır.

Krivetz: Romanya’nın iç kesimlerinden Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.

Etezien : Balkan Yarımadası’ndan Kuzey Ege kıyılarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.

Karayel : Türkiye’ye kuzeybatıdan esen soğuk rüzgarlardır. Kışın kar yağışlarına, yazın sağanak yağışlara neden olur.

Yıldız : Türkiye’ye kuzeyden esen soğuk rüzgarlardır. Karadeniz kıyılarına yağış bırakırlar. Kar yağışına neden olurlar. Karayel ile karışık estiğinde kar fırtınaları görülür.

Poyraz : Türkiye’nin hemen her yerinde esen rüzgarlardır. Yaz poyrazı serinletici etki yapar. Kışın ise kuru soğuklara neden olur.

Tropikal Siklonlar

Tropikal kuşakta sıcak ve nemli hava kütlelerinde oluşan, güçlü ve çok şiddetli esen, yıkıcı etkileri olan rüzgarlardır. Yerel olarak siklon, hurricaine, tayfun, gibi adlar verilir.
Daha küçük ölçekli güçlü girdap hareketlerine de hortum (tornado) adı verilir.

Nemlilik

Nem

Yeryüzündeki su kütlelerinden buharlaşan su, atmosferin nemlenmesine yol açar. Atmosferdeki su buharına hava nemliliği de denir. Önemli bir sıcaklık etmeni olan atmosferdeki su buharının miktarı, yere ve zamana göre değişir.
Atmosferde nemliliğin dağılışını etkileyen etmeler.

Buharlaşma

Atmosferdeki nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir. Sıcaklık arttıkça, havadaki nem açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgar estikçe, basınç azaldıkça, buharlaşma artar.

Sıcaklık

Sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde havanın nem alma kapasitesi de yüksek olduğu için buharlaşma artar, düşük olduğu yerlerde ise buharlaşma azalır.

Yükseklik

Ağır bir gaz olan su buharı, yerçekiminin etkisiyle fazla yükselemez. Yoğunlaşma sonucu yağış tekrar yeryüzüne düşer. Yükseldikçe hava soğuyacağından havanın su buharı taşıma kapasitesi dolayısıyla buharlaşma azalır.

Basınç

Yüksek basınç alanlarında alçalıcı hava hareketi buharlaşmayı engeller. Çünkü alçalan havanın yoğunluğunun artması su buharının yükselmesini önler. Alçak basınç alanlarında ise yükselen havanın yoğunluğu daha az olacağı için buharlaşma daha kolaydır.

Mutlak Nem (Varolan Nem)

1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem, sıcaklığa bağlı olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru, denizlerden karalara doğru ve yükseklere çıkıldıkça azalır.

Maksimum Nem (Doyma Miktarı)

1m3 havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği nemin gram olarak ağırlığıdır. Hava kütleleri ısındıkça genleşip hacimleri artar. Bu nedenle nem alma ve taşıma kapasiteleri de artar. Eğer hava taşıyabileceği kadar nem alırsa doyma noktasına ulaşır ve doymuş hava adını alır.
Örneğin : 20°C sıcaklığa sahip bir hava kütlesinin taşıyabileceği nem miktarı 17,32 gr/m3’tür. Bu hava kütlesinin sıcaklığı 30°C’ ye yükseldiğinde havanın hacmi genişleyeceği için taşıyabileceği nem miktarı da artar ve doyma noktası 30,4 ge/m3’e yükselir. Bu nedenle hava kütlesinin doyması için aradaki fark (13.08 gr) kadar nem yüklenmesi gerekir.

UYARI : Hava kütleleri, genellikle doyma noktasının üzerinde nem taşıyamaz.
 
Cevap: coğrafya ders notları

Bağıl Nem

Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez. Genellikle havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur. Bu farka doyma açığı (nem açığı) denir.
Belli sıcaklıkta 1m3 havanın neme doyma oranına ise bağıl nem denir.

Bağıl Nem = Mutlak Nem (Varolan Nem) x 100
Maksimum Nem (Doyma Miktarı)
Formülü ile hesaplanır.

Bağıl Nemi Artıran Etkenler

Bağıl nem, mutlak nemin artması ya da hava sıcaklığının azalması nedeniyle artar.

Mutlak Nemin Artması

Mutlak nem bakımından fakir, diğer bir deyişle doyma açığı bulunan bir hava kütlesi denizler üzerinden geçerken buharlaşma yolu ile ya da mutlak nemi kendisinden daha çok (doyma noktasına yakın) olan bir hava kütlesi ile karşılaştığında karışma yolu ile mutlak nem bakımından zengin hale gelir. Hava kütlesinin sıcaklığı değişmeden nem kazandığı için bağıl nemi de artar.

Hava Sıcaklığının Azalması

Hava kütlesi kendisinden daha soğuk bir hava ile karşılaştığında ya da soğuk bir zemin üzerinden geçtiğinde sıcaklığı düşer. Böylece nem miktarı değişmeden sıcaklığı düşen hava kütlesinin bağıl nemi artar.

Mutlak Nem, Maksimum Nem ve Bağıl Nem İlişkisi

Bir yerdeki yağış oluşumu mutlak nem (varolan nem) ile maksimum nem (doyma noktası) arasındaki ilişkiye bağlıdır. Yağış oluşumu için havanın nem yüklenerek doyma noktasına ulaşması ve bağıl neminin % 100 olması gerekir.

MUTLAK, MAKSİMUM VE BAĞIL NEM İLİŞKİSİ

Mutlak Nem (Varolan Nem) = Maksimum Nem (Doyma Miktarı) Bağıl Nem = %100 Hava neme doymuştur.
Mutlak Nem (Varolan Nem) > Maksimum Nem (Doyma Miktarı) Bağıl Nem > %100 Havada nem fazlası bulunur.Bu fazlalık yoğunlaşarak yağış biçiminde yeryüzüne döner.
Mutlak Nem (Varolan Nem) < Maksimum Nem (Doyma Miktarı) Bağıl Nem < %100 Havada doyma açığı yani nem açığı bulunur. Nem açığının kapanması için hava sıcaklığının azalması ya da havanın nem yüklenmesi gerekir.

UYARI : Soğuk bölgelerde havanın doyma miktarı düşük olduğu için bu bölgelerde bağıl nem yüksektir. Çöl bölgelerinde ise havanın doyma miktarı yüksek olduğu için, hava kütlesi soğuk bölgelerden daha çok mutlak nem içerse bile bağıl nem miktarı düşüktür.

Yoğunlaşma

Atmosferdeki su buharının gaz halden sıvı ya da katı hale geçmesine yoğunlaşma denir. Yoğunlaşmanın temel nedeni sıcaklığın düşmesidir.

Yoğunlaşma Çeşitleri

Havanın Alttan Soğumasına Bağlı Yoğunlaşma

Bu tip yoğunlaşma ile sis oluşur. Yatay ya da yataya yakın hareket eden ılık ve nemli bir hava kütlesinin kendisinden daha soğuk bir zemin üzerinden geçişi sırasında içindeki su buharının su zerrecikleri şeklinde yoğunlaşmasına sis denir.

Hava Kütlesi Sisi

Genellikle hava hareketlerinin yatay yönde ve yavaş olduğu yerlerdeki ısı kaybı sonucu oluşan sislerdir.

Kara Sisi (Radyasyon Sisi)

Kara sisleri sıcaklık terselmesinin görüldüğü yerlerde ve dönemlerde kara içlerinde oluşur.

Sıcaklık Terselmesi : Bazı dönemlerde yerin aşırı enerji kaybetmesi, dağlardan çukur alanlara soğuk havanın inmesi, sıcak havanın üstüne soğuk havanın gelmesi ya da alçalan havanın alt bölümlerinin soğuması gibi nedenlerle hava tabakasının sıcaklığı yerden yükseldikçe düzenli olarak azalmaz. Belirli bir yükseltiye kadar artan sıcaklık sonra yeniden düzenli olarak azalmaya başlar. Bu olaya sıcaklık terselmesi denir.

Kıyı ve Deniz Sisi (Adveksiyon Sisi)

Yatay hava hareketleri sonucunda ılık ve nemli hava kütlesinin kendinden daha soğuk zemin üzerinden geçtiği kıyılarda ve deniz üzerinde oluşan sislerdir.
Örneğin İngiltere’de batı rüzgarlarının ve Gulfstream sıcak su akıntısının etkisi ile bu tip sisler yıl boyunca görülür.

Yer şekli Sisi (Orografik Sis)

Yamaç eğimi az olan yerlerde ılık ve nemli hava kütlesinin yamaç boyunca yükselmesi ve bunun sonucunda içindeki su buharının soğuyarak yoğunlaşması ile oluşan sislerdir.

Cephe Sisi

Sıcaklık ve nem bakımından farklı hava kütlelerinin karşılaşma bölgelerinde, sıcak hava soğuk hava üzerinde yükselir. Yükselen sıcak havada olan yoğunlaşmalar sonucunda soğuk hava içine su buharı katılır. Nem miktarı artan soğuk havanın yoğunlaşmasıyla sis ya da bulut oluşur.

UYARI : Sis yoğunluğu havanın nem taşıma kapasitesine bağlı olduğundan, gece daha fazladır.

Yükselen Havanın Soğumasına Bağlı Yoğunlaşma

Bu tip yoğunlaşma ile bulut oluşur. Bir hava kütlesinin dikey yönlü hareketi sırasında, yerden yükseldikçe içindeki subuharının su zerrecikleri şeklinde yoğunlaşmasına bulut denir. Bulutların güneş ışınlarını engelleyici etkisi ile yeryüzünün aşırı ısınıp soğuması önlenir.

Bulutluluk Oranı

Gökyüzünün bulutlarla kaplı olma oranıdır. Bulutluluk nefometre ile ölçülür. Bulutluluk oranının yüksek olduğu (her mevsim bol yağış alan) yerlerde güneşli gün sayısı azdır. Örneğin İngiltere’de, batı rüzgarlarının ve sıcak su akıntılarının etkisiyle hemen her mevsim yağışlı ve güneşli gün sayısı azdır.

UYARI : Bulut kümelerinin altının düz olması yoğunlaşmanın aynı seviyede olduğunu gösterir.

Nefometre : Bulutluluk gökyüzünü kaplayan bulutların miktarı 10 ya da 8 eşit parçaya bölünmüş ve nefometre adı verilen bir araç ile ölçülür. Nefometre ufku kaplayacak şekilde tutularak bulutla kaplı pencereler sayılır. Bulutla kaplı pencere sayısının tüm pencere sayısına oranı da bulutluluğu verir.

Bulut Tipleri

Bulutlar yüksekliklerine göre incelenir.
Yüksekliklerine göre bulutlar 3 gruba ayrılır:

Yüksek Bulutlar

6000m’nin üstündeki hava katmanlarında su buharının buz şeklinde yoğunlaşması ile oluşan bulutlardır. Bu seviyelerdeki su buharı azlığına bağlı olarak görünüşleri tüy şeklindedir. Bunlara genel olarak sirrus adı verilir.

UYARI : Kümülonimbus bulutları dikey yönlü hareketlerinin fazla olması nedeniyle her üç (alçak, orta, yüksek) seviyeye de yayılabilen bulutlardır.

Orta Bulutlar

3000 – 6000 m arasındaki yükseltilerde yoğunlaşmalara bağlı olarak oluşan bulutlardır. Bunlara alto bulutları adı verilir. Genellikle beyaz renklilerdir.

Alçak Bulutlar

Yeryüzü ile 3000 m arasında oluşan kalın, yoğun ve koyu görünüşlü bulutlardır. Yoğunlaşma hızlı ve kısa sürede olursa küme şekilli yoğun yağış bırakan bulutlar oluşur. Eğer yoğunlaşma yavaş ve uzun sürede olursa tabaka şekilli ve uzun süren çisinti şeklinde yağış bırakan bulutlar oluşur.

Yağış

Havadaki nemin doyma noktasını aşıp, su damlacıkları, buz kristalleri veya buz parçacıkları şeklinde yoğunlaşmasına yağış denir.

Yerde Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar

Çiy : Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır. İlkbahar ve yaz aylarında görülür.

UYARI : Bir bölgede yağışların oluşabilmesi için hava sıcaklığının düşmesi, hava kütlesinin yükselmesi ve havanın doyma noktasına ulaşması gerekir. Dolu yağışı orta enlemlerde, genellikle sağanak yağmurlara birlikte, ilkbahar ve yaz aylarında görülür. Çiy 0°C’nin üzerindeki, kırağı 0°C’nin altındaki yoğunlaşmalar ile oluşur.

Kırağı : Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması gerekir.

Kırç : Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir.

Troposferde Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar

Yağmur : Buluttaki su taneciklerinin damlalar halinde birleşerek yeryüzüne düşmesidir.

Kar : Havadaki su buharının 0°C’nin altında yoğunlaşarak ince taneli buz kristallerine dönüşmesidir.

Dolu : Dikey yönlü hava hareketlerinin çok güçlü olduğu bulutlarda, sıcaklığın birdenbire ve büyük ölçüde düşmesiyle su tanecikleri donar.

Yağış Miktarı

Yıl içerisinde birim alana düşen toplam yağış miktarına denir.
Yağış, plüviyometre ile ölçülür, kg/m2 ya da mm olarak ifade edilir.

Yağış Miktarını Etkileyen Etmenler

Hava Kütlesi : Bir yerin yağış alabilmesi için uygun hava kütlelerinin ve buna bağlı cephe sistemlerinin etkisi altında bulunması gerekir. Hava kütlesi nemli ise yağış miktarı artar. Örneğin Türkiye’de kış yağışlarının fazlalığı İzlanda Gezici Alçak Basıncı’nın kışın daha etkili olmasının bir sonucudur.

Yükselti ve Yer şekilleri : Deniz seviyesinden yaklaşık 1500 – 2000 yükseltiye kadar her 100 m’de yağış miktarı 50 – 400 mm arasında artar. Bu yükseltiden sonra yağışlar azalır. Çünkü içindeki nemin büyük bölümünü yamacın orta bölümlerine bırakan hava kütlesi doruklara kuru olarak geçer. Nemli hava kütlelerine dönük yamaçlarda yağışın fazla, ters yamaçlarda yağışın az olması ise yer şekillerinin yağış miktarına etkisini kanıtlar.

Denize Etkisine Kapalılık : Denizden uzaklaştıkça yağış miktarı azalmaktadır. Çünkü, nemli hava kütleleri, içindeki nemin büyük bir bölümünü kıyı kesimlerinde bırakır ve içerilere daha kuru olarak sokulur.

Akıntılar : Sıcak su akıntılarının etkisiyle ısınıp nemlenen hava kütleleri serin kara üzerine geldiğinde yağış bırakır. Örneğin, İngiltere ve Japonya kıyılarında yağış miktarının fazla olmasında sıcak su akıntıları etkilidir. Soğuk su akıntılarının geçtiği kıyılarda ise yağış miktarının azaldığı görülür.

Bitki Örtüsü : Özellikle ormanlardaki terleme, nem miktarını artırdığından yağışlar %3 – 6 oranında artar.

Yağış Tipleri :

Yükselim (Konveksiyon) Yağışları

Isınarak yükselen havanın soğuması ile oluşan yağışlardır.
Ekvator çevresinde yıl boyunca orta enlemlerde ilkbahar ve yaz aylarında bu tip yağışlar görülür.
Türkiye’de ilkbahar ve yaz başlarında kuzeybatıdan gelen nemli ve soğuk hava, İç Anadolu’da ısınarak, yükselir ve yağış bırakır. Bu yağışlara kırkikindi yağmurları denir.

Yamaç (Orografik) Yağışları

Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır.
Orografik yağışlar en çok kıyıya paralel uzanan dağların denize dönük yamaçlarında görülür.
Türkiye’de Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları’nda yamaç yağışı belirgindir.

UYARI : Egemen rüzgar yönüne dük uzanan dağ yamaçları orografik yağışları alır.

Cephe Yağışları

Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında oluşan yağışlardır.
Yeryüzündeki yağışların önemli bir bölümünü bu tip yağışlar oluşturur.
Batı ve Orta Avrupa ile okyanusal iklim bölgelerinde her mevsim, Akdeniz iklim bölgelerinde kış aylarında cephesel yağışlar görülür.

Dünya’da Yağışın Dağılışı

Çok Yağışlı Bölgeler

Ekvatoral Bölge : Yıl boyunca ısınmanın fazla olması nedeniyle yükselim yağışları görülür. Bu bölgede karşılaşan kuzey ve güney alizeleri de yükselim yağışlarına yol açar. Her mevsim yağışlı olan ekvatoral bölgede, Mart ve Eylül aylarında yağış miktarı artar. Yıllık yağış toplamı 2000 mm civarındadır.

Muson Asyası : Yaz musonlarının etkisiyle yaz aylarında bol yağış alır. Yağışlar, yamaç yağışı şeklindedir. Kış ayları genellikle kurak geçer. Yıllık yağış miktarı 2000 mm’nin üstündedir.

Orta Kuşak Karaların Batı Kıyıları : Her mevsimin yağışlı olduğu bölgelerdir. Kış yağışlarının nedeni gezici alçak basınç ve buna bağlı cephe sistemleridir. Dağlık kıyılarda yer şekilleri yağış miktarını artırıcı etki yapar. Ayrıca bu kıyılar batı rüzgarları ve sıcak su akıntılarının etkisi altıdadır.

UYARI : Kuzey Amerika Kıtası’nın doğu kıyısında tropikal siklonlar nedeniyle çok yağış görülür.

Yağışlı Bölgeler

Akdeniz Bölgeleri : 30° - 40° enlemleri arasında kışları yağışlı, yazları kurak bir yağış rejimi gelişmiştir. Bölge, yazın subtropikal yüksek basınçların, kışın ise batı rüzgarları ve geçici alçak basınçların etkisinde kalır. Kış yağışları, cephesel yağışlardır. Dağlık alanlarda ise orografik cephesel yağılar görülür.

Orta Kuşak Kıtalarının Doğu Kıyıları : Her mevsimi yağışlıdır. Genellikle yağışlar cepheseldir. Ancak yaz mevsiminde konveksiyonal yağışlar da görülür. Soğuk su akıntıları bazı kıyılarda çöllerin gelişmesine neden olmuştur.

Savan Bölgeleri : 10° - 20° enlemleri arasında, kışların kurak, yazların ise yağışlı geçtiği bölgelerdir. Yaz yağışları konveksiynal yağışlardır. Kış kuraklığının nedeni subtropikal yüksek basınç alanının Ekvator’a doğru kaymasıdır.

Az Yağışlı Bölgeler
Orta kuşak karasal bölgelerde kışın, karaların iç kısımlarında havanın soğuk olması nedeniyle antisiklon alanları oluşur. Nemli havanın iç kısımlara sokulmasını önler. Buralarda kışlar biraz nemli ancak yağışsızdır. İlkbahar ve yaz aylarında ise ısınmaya bağlı konveksiyonal yağışlar görülür.

Kurak Bölgeler

Subtropikal Yüksek Basınç Bölgeleri

20° - 30° enlemleri arasında yıl boyunca yağışın çok az görüldüğü hatta bazı yıllarda yağışın hiç görülmediği bölgeler vardır. Alçalıcı hava hareketleri nem açığını büyütür ve kuraklığın belirginleşmesine neden olur. Bu bölgeler, Büyük Sahra, Arabistan ve Avustralya’da geniştir. Güney Afrika, Güney Amerika ve Meksika’da daha dar alanlıdır.

Orta Kuşak Kıtalarının Deniz Etkisine Kapalı İç Kısımları

Denizden çok uzak olan bu bölgelere nemli rüzgarlar ulaşamaz. Kıyıya paralel uzanan dağ sıraları da nemli rüzgarları engellediği için bu bölgelerde kuraklık belirgindir. Örneğin Orta Asya çöllerinin oluşumu buna bağlıdır.

Kutuplar

Kutuplar çevresi soğuk olduğundan havanın mutlak nemi düşük ve yağış miktarı azdır. Ayrıca buralarda yüksek basınç alanının egemen olması yağışları önler. Buralara daha çok soğuk çöller denir.

Türkiye’de Yağışın Dağılışı

·[FONT=&quot] [/FONT]Türkiye’de genellikle Akdeniz yağış rejiminin etkisi görülür.
·[FONT=&quot] [/FONT]En çok yağış kıyı bölgelerde görülür. İç kısımlara gidildikçe yağış miktarı azalır.
·[FONT=&quot] [/FONT]En az yağış alan yer Konya ve Tuz Gölü çevresi ile bazı derin yarılmış akarsu vadilerinin tabanlarıdır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Karadeniz kıyılarında sonbahar, Akdeniz kıyılarında kış, İç Anadolu’da İlkbahar ve Erzurum – Kars Bölümünde az yağışları belirgindir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Türkiye genelinde kış aylarında görülen yağışlar cephesel yağışlardır. Çünkü kış aylarında Anadolu, gezici alçak ve yüksek basınçların etkisi altındadır. Bu basınçlar cephesel yağışlara neden olur.

UYARI : 30° Kuzey enlemindeki dinamik yüksek basınç alanının yaz aylarında 40° Kuzey enlemine doğru genişlemesi nedeniyle Karadeniz kıyıları dışında yaz kuraklığı oluşur.
Türkiye
Coğrafi verileri:
COĞRAFİ KONUM:
Herhangi bir noktanın dünya üzerinde kapladığı alana coğrafi konum denir. Özel ve matematik konum diye ikiye ayrılır. Bir ülkenin coğrafi konumu , o ülkenin tabii, beşeri ve ekonomik özelliklerini çok yönlü etkiler.
ÖZEL KONUM
Herhangi bir yerin kıtalara, denizlere, dağ sıralarına, boğazlara ,komşu ülkelere, ulaşım yollarına, yer altı ve yerüstü kaynaklarına, siyasi bloklara göre olan konumu ve yükseklik değerleri özel konumudur.
ÖZEL KONUM ÜLKELERİN; jeopolitik konumunu, iklimini, nüfusun dağılışını, yerleşme şartlarını ,turizm faaliyetlerini, ulaşım imkanını, ekonomik faaliyetlerini etkiler.
TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI
·[FONT=&quot] [/FONT]Türkiye Asya, Avrupa ,Afrika kıtalarını birbirine bağlayan önemli bir kavşak noktasında kurulmuştur.
·[FONT=&quot] [/FONT]Asya –Avrupa arasında bir köprü durumundadır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Stratejik önemi olan boğazlara sahiptir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Petrol bakımından zengin ülkelere komşudur.
·[FONT=&quot] [/FONT]Asya Avrupa arasındaki en önemli ticaret ve ulaşım yolları Türkiye’den geçer.
·[FONT=&quot] [/FONT]Ortalama yükseltisi fazladır ve engebelidir. Bu durum tarım, nüfus, sanayi, ulaşım ve yerleşmeyi etkiler.
·[FONT=&quot] [/FONT]Türkiye’nin gerçek yüzölçümü 814.578 km2 , izdüşüm yüzölçümü ise 779.452 km2dir. Aradaki fark ülkemizin yüksek ve engebeli olmasından kaynaklanır.
****Not: Bir yerin gerçek yüzölçümü ile izdüşüm yüzölçümü arasında fark fazla ise o yer engebelidir. Fark az ise düzlüktür.
MATEMATİK KONUM
Matematik konum:Bir yerin enlem ve boylamlara göre dünya üzerindeki yeridir. Bir başka ifade ile Ekvator’a ve Greenwich ‘e göre konumudur.
Örneğin: Türkiye 36° -42° kuzey enlemleri ( paralelleri ) ile 26°-45° doğu boylamları (meridyenleri) arasındadır.
 
Cevap: coğrafya ders notları

YERKÜRE’ NİN KOORDİNATLARI
clip_image001.gif
Paraleller
Ekvatora paralel olarak 1°lik açı aralıklarıyla çizildiği varsayılan dairelerdir.
Özellikleri:
·[FONT=&quot] [/FONT]Başlangıç paraleli Ekvator'dur ve en büyük paralel dairesidir (40.076km). Dünyanın şeklinden dolayı Kutuplara gidildikçe çevre uzunlukları azalır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Birer derece aralıklarla geçerler.
·[FONT=&quot] [/FONT]90 tanesi Güney, 90 tanesi Kuzey Yarımküre'de olmak üzere toplam 180 tanedirler.
·[FONT=&quot] [/FONT]İki paralelin arasındaki uzaklık her yerde 111 km dir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Paralellerin derecesi kuzey ve güneye doğru artar.
clip_image002.gif

Paralel farkı ile uzaklık hesaplanabilmesi için bize verilen merkezler aynı meridyen üzerinde olmalıdır. Farklı meridyen yaylarında olduğunda açı farkı ortaya çıkar ve iki paralel arası 111 km den daha fazla olur.
Paralel farkı bulunurken verilen merkezler aynı yarımkürede ise büyük olan enlem derecesinden küçük olan çıkarılır. Farklı yarımkürede olurlarsa enlem dereceleri toplanır.

A-B=?
50-20=30 paralel farkı
30 x 111= 3330 km
E-D=?
35-15=20 paralel farkı
20x111=2220 km
B+D=?
20 +15=35 paralel farkı
35 x 111=3885 km
ENLEM VE ETKİLERİ
ENLEM: Yerkürede herhangi bir noktanın ekvatora olan uzaklığının açı cinsinden değeridir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Güneş ışınlarının düşme açısı kutuplara doğru küçülür. Işınların atmosferdeki yolu uzar. Tutulma artar ve sıcaklık ta kutuplara doğru azalır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Denizlerin sıcaklığı ve tuzluluğu kutuplara doğru azalır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Matematik iklim kuşakları oluşur
·[FONT=&quot] [/FONT]Bitki örtüsü kutuplara doğru aralıksız kuşaklar oluşturur.
·[FONT=&quot] [/FONT]Tarımın yükselti sınırı, Toktağan kar sınırı (Daimi kar sınırı), Orman üst sınırı kutuplara doğru azalır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Akarsuların donma süresi kutuplara doğru uzar.
·[FONT=&quot] [/FONT]Gece gündüz arasındaki zaman farkı kutuplara doğru artar.
·[FONT=&quot] [/FONT]Dünyanın çizgisel dönüş hızı kutuplara doğru azalır.
clip_image003.gif
clip_image004.gif

Aynı Enlem Üzerindeki Merkezlerde Ortak Özellikler
clip_image006.jpg

·[FONT=&quot] [/FONT]Ekvatora ve kutuplara eşit uzaklıktadırlar.
·[FONT=&quot] [/FONT]Güneş ışınlarını aynı açıyla alırlar.
·[FONT=&quot] [/FONT]Gece- gündüz süreleri birbirine eşittir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Dünyanın çizgisel dönüş hızı aynıdır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Aynı iklim kuşağındadırlar. Fakat aynı iklim özelliği görülmeyebilir (özel konumdan dolayı).
·[FONT=&quot] [/FONT]İki meridyen arasındaki mesafe aynıdır.

Meridyenler
clip_image007.gif
Ekvatoru dik olarak kesen ve kutuplarda birleşen hayali dairelere meridyen daireleri denir
Özellikleri:
·[FONT=&quot] [/FONT]Başlangıç meridyeni Greenwhic’ tir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Greenwhic’in 180 batısında ve 180 doğusunda olmak üzere 360 tane meridyen yayı vardır. Tam daire olarak 180 adettir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Aralarındaki uzaklık sadece Ekvator üzerinde 111 km’dir. Dünyanın şeklinden dolayı Kutuplara gidildikçe bu uzaklık daralır. Örnek:Türkiye’de ortalama 85 km , Kutup dairelerinde 47 km dir. *** Bunun sonucu olarak doğu-batı yönünde aynı mesafe gidildiğinde Kutuplara yakın yerde daha fazla meridyen geçilirken, Ekvatorda en az meridyen geçilir.
·[FONT=&quot] [/FONT]İki meridyen arasında 4 dakikalık yerel saat farkı vardır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Kutuplarda birleştikleri için meridyen yayları eşit uzunluktadır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Aynı meridyen üzerindeki bütün noktalarda yerel saat aynıdır. Ayrıca 21 Mart-23 Eylül günlerinde de güneş aynı anda doğar ve batar.
BOYLAM VE ETKİLERİ
Boylam: Herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının açı cinsinden değeridir.
ETKİLERİ: Boylamın tek etkisi yerel saat farkları oluşturmasıdır.
YEREL SAAT hesaplamaları
Yerel Saat: Bir yerin kendine özgü saatidir. Güneşin ufuk çizgisindeki konumuna göre belirlenir. Güneş ufuk çizgisinde en yüksek konuma geldiğinde o yerin yerel saati 12:00 dır. Cismin gölgesi en kısadır.
clip_image008.jpg
Aynı yarım kürede ise büyük olan meridyen derecesinden küçük olan çıkarılır. Farklı yarım kürelerde ise toplanır.
A-B=?
25-10= 15° Meridyen farkı
15x4= 60 dk

E-D=?
8-5= 3º Meridyen farkı
3x4= 12 dk

B+E=?
10+8= 18° Meridyen farkı
18x4= 72dk=1:12

***Not: Dünyamız kendi ekseni çevresinde batıdan doğuya doğru döndüğü için doğudaki bir merkezde güneş erken doğar, erken batar. Batıdaki bir merkezde ise geç doğar geç batar. Sonuçta doğudaki bir meridyenin yerel saati her zaman daha ileridir.
SAAT DİLİMLERİ VE ULUSAL SAAT
clip_image009.gif
Günümüzde yerel saatlere göre hareket etmek hem ülke içinde hem de ülkeler arası ilişkilerde sıkıntılar meydana getirir. Bunu önlemek için uluslararası saat sistemine geçilmiştir. Bunun için dünyamız 15°' lik meridyen yayları şeklinde 24 saat dilimine ayrılmıştır. Her saat diliminde de tam ortadan geçen meridyenin yerel saati ortak kabul edilmiştir. Saat dilimlerinde de başlangıç olarak Greenwich'in 7,5° doğu ile 7,5° batı meridyenleri alınmıştır.
Büyük görmek için tıklayınız
Türkiye, ikinci ve üçüncü saat dilimlerinde yer almaktadır. Ancak biz bunlardan sadece birini kullanmaktayız.1978 yılına kadar topraklarımızın çoğunun yer aldığı ikinci saat diliminin( 30° Doğu meridyeni -İzmit) yerel saati ülkemizde ortak saat olarak kullanılmıştır. Bu tarihten sonra güneş ışığından daha fazla faydalanarak enerji tasarrufu sağlamak için ileri ve geri saat uygulamasına geçilmiştir. İlkbahar-yaz dönemlerinde ileri (45° Doğu meridyeni-Iğdır), sonbahar-kış dönemlerinde geri saat (30° Doğu meridyeni -İzmit) uygulaması yapılmaktadır.
TARİH DEĞİŞTİRME ÇİZGİSİ
clip_image012.gif
Tarih değiştirme çizgisi olarak 180 meridyeni kabul edilir. Bu meridyenin doğu tarafında batı meridyenleri, batı tarafında ise doğu meridyenleri bulunmaktadır. Dolayısıyla doğu meridyenlerinin olduğu batısında bir gün ileri, batı meridyenlerinin olduğu doğusunda ise bir gün geridir.
Not: Tarih değiştirme çizgisi ve saat dilimleri ülke sınırlarına göre çizildiğinden meridyenlere tam uygun olarak uzanış göstermezler. Girinti-çıkıntı oluştururlar.
TÜRKİYE'NİN MATEMATİK KONUMU VE SONUÇLARI
clip_image013.gif
·[FONT=&quot] [/FONT]Kuzey Yarım Küre'de ılıman iklim kuşağındadır.
·[FONT=&quot] [/FONT] Doğusu ile batısı arasında 19°'lik boylam farkı vardır. Bunun sonucu olarak 76 dk.lık yerel saat farkı vardır (19x4=76 dk.).
·[FONT=&quot] [/FONT]Dört mevsim belirgin olarak yaşanır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Güneş ışınları hiçbir zaman dik açıyla düşmez.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yurdumuzda bir cismin gölgesi bütün yıl kuzeye düşer.
·[FONT=&quot] [/FONT]Güney kıyılarımızın sıcaklığı kuzey kıyılarımızdan yıllık ortalamada 7-8°C daha yüksektir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Akdeniz'in tuzluluk oranı Karadeniz'den daha yüksektir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Kışın görülen yağışlar cephesel kökenlidir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yurdumuza kuzeyden esen rüzgarların soğutucu, güneyden esen rüzgarların da sıcaklığı artırıcı etki yapması.
·[FONT=&quot] [/FONT]Deniz turizmi en erken Akdeniz Bölgesi'nde başlar en uzun süre devam eder.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yıl içinde en uzun gündüz ve gecelerin yurdumuzun kuzeyinde yaşanması.
HARİTA
Harita
·[FONT=&quot] [/FONT]Kuşbakışı görünümün
·[FONT=&quot] [/FONT]Ölçekli
·[FONT=&quot] [/FONT]Düzleme aktarılmasıdır.
***Yapılan bir çizimin harita özelliğini gösterebilmesi için çizimin belirli bir ölçek dahilinde yapılması gerekir.
Kroki
·[FONT=&quot] [/FONT]Kuşbakışı görünümün
·[FONT=&quot] [/FONT]Kabataslak (ölçeksiz)
·[FONT=&quot] [/FONT]Düzleme aktarılmasıdır.
Not: Dünya haritalarında yer şekilleri gerçeğe tam uygun olarak gösterilemez. Alan , açı, uzunluk bozulmaları meydana gelir. Sebebi: Küre şeklindeki bir yüzeyin düzleme aktarılmış olmasıdır (dünyanın şekli). Haritalardaki bozulma Ekvator'dan Kutuplara doğru artar.
Projeksiyon Yöntemleri (haritalardaki bozulmaları azaltmak için)
·[FONT=&quot] [/FONT]Silindir Projeksiyonu: Ekvator çevresini göstermek için kullanılır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Düzlem Projeksiyonu: Orta enlemler çevresini göstermek için kullanılır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Koni Projeksiyonu: Kutuplar çevresini göstermek için kullanılır.
Harita Çiziminde Dikkat Edilecek Özellikler
·[FONT=&quot] [/FONT]İlk olarak kullanım amacı belirlenmeli ve amaca uygun konu başlığı konulmalı.
·[FONT=&quot] [/FONT]Küçültme oranı (ölçek) belirlenmeli.
·[FONT=&quot] [/FONT]Çizim yöntemi belirlenmeli.
·[FONT=&quot] [/FONT]Enlem ve boylam gösterilmeli. Eğer çok küçük alan ise yön işareti konulmalıdır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Lejant belirtilmeli (Lejant: Haritalarda kullanılan işaret ve renklerin ifade edildiği tablodur.)
HARİTA ÇEŞİTLERİ
A-Konularına Göre Haritalar
·[FONT=&quot] [/FONT]Fiziki haritalar: Yer şekillerini gösteren haritalardır.
clip_image015.jpg

·[FONT=&quot] [/FONT]Siyasi (idari) haritalar: Sınırları gösteren haritalardır.

clip_image016.gif


·[FONT=&quot] [/FONT]Beşeri ve Ekonomik haritalar: Nüfusun dağılışı, ırk, dil, dinlere göre dağılışı, tarım, hayvancılık, ormancılık, sanayi ,madencilik gibi özellikleri gösteren haritalardır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Özel haritalar: Konunun uzmanlarınca çizilen haritalardır. İklim (izoterm, izobar gibi) haritaları, turizm, deprem,toprak, karayolları haritaları gibi.
B- Ölçeklerine Göre Haritalar
·[FONT=&quot] [/FONT]Büyük ölçekli haritalar:
Planlar: Ölçeği 1/20.000 ‘den daha büyük olan haritalardır. En ayrıntılı haritalardır.
clip_image017.jpg

Topoğrafya haritaları: Ölçeği 1/20.000-1/200.000 arasında olan haritalardır.Yer
şekillerini en ayrıntılı gösteren haritalardır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Orta ölçekli haritalar: Ölçeği 1/200.000-1/500.000 arasındaki haritalardır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Küçük ölçekli haritalar: Ölçeği 1/500.000 ‘den daha küçük ölçekli haritalardır.
Plan –Harita
Benzer özellikleri:Kuş bakışı olarak çizilme ve ölçekli olmalarıdır.
Farkları: Ayrıntıları gösterme gücü ve kullanım alanları farklıdır.
Büyük ölçekli haritalar
Küçük ölçekli haritalar
Ölçek paydası küçük
Büyük
Gösterilen alan dar
Geniş
Ayrıntı fazla
Az
Bozulma az
Fazla
Harita alanı geniş (aynı bölge için)
Dar
İzohipsler arası yükselti farkı az (10-20 m gibi)
İzohipsler arası yükselti farkı fazla (100-200 m gibi)

clip_image018.jpg
clip_image019.gif

1.KESİR ÖLÇEK
Kesirlerle ifade edilen ölçeklerdir. Kesir ölçekte birim yazılmaz. Her zaman cm cinsindendir.
clip_image020.gif

Örnek: Gerçekte 90 km olan Manisa-Soma arası haritada 6cm ile gösterilmiştir. Haritanın ölçeği nedir?
Gerçek Uzunluk= Harita U. x ölçek Paydası
clip_image021.gif

Örnek:1/200.000 ölçekli haritada 16cm ile ölçülen bir uzunluk gerçekte kaç km’dir?
G.U= 16x200.000=3.200.000cm=32 km
Örnek: Gerçekte 250 km olan bir yol 1/1.250.000 ölçekli haritada kaç cm ile gösterilir?
clip_image022.gif

clip_image023.gif

Ölçeklerle ilgili bütün sorularımızda kullanabileceğimiz formül üçgeni
***Ölçek ne kadar değişirse değişsin; gerçek alan , gerçek uzunluk, enlem- boylam ve özel konum değişmez.
2.ÇİZGİ (GRAFİK ) ÖLÇEĞİ
clip_image024.jpg

Çizgilerle ifade edilen ölçeklerdir. Bu ölçekte çentikler arasındaki uzaklık farkı birbirine eşittir.
***Bir yolun gerçek uzaklığı ile kuş uçuşu uzaklığı arasında fark fazla ise o yol engebeli bir yerden geçmektedir. Fark az ise yol düz bir yerden geçmektedir.
YER ŞEKİLLERİNİ GÖSTERME YÖNTEMLERİ
·[FONT=&quot] [/FONT]Renklendirme Yöntemi: Fiziki haritalarda kullanılır. Her renk belirli bir yüksekliği göstermek için kullanılır.
clip_image025.jpg

·[FONT=&quot] [/FONT]Tarama Yöntemi: Bu yöntemde eğimin fazla olduğu yerlerde taramalar sık, kalın ve kısa geçirilirken eğimin azaldığı yerlerde uzun, ince ve seyrek geçirilmektedir. Düz yerler ise boş bırakılmaktadır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Gölgeleme Yöntemi: Haritanın bir köşesinden 45 açıyla ışık geldiği varsayılmaktadır. Buna göre ışık alan yerlerde herhangi bir işlem yapılmazken, ışık almayan yerde gölgeleme yapılmaktadır. Tek başına kullanışlı değildir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Kabartma Yöntemi: Maket türü haritalardır. Yer şekillerini en iyi gösteren haritalardır. Fakat yapılması ve taşınması zor olduğundan pek kullanışlı değildir.
clip_image026.jpg

Kafkasya Bölgesinin 1:800 000 yatay ve 1:80 000 düşey ölçeğindeki iki parçadan oluşan renkli kabartma haritası; 140x144 cm. ebadında olup çerçevesi orijinal ve yazıları eski Türkçe'dir (1887 yılında yapılmıştır).
İzohips (eş yükselti) Yöntemi:
İzobat: Eş derinlik (deniz ve göllerde kullanılır.
İzoterm: Eş sıcaklık
İzobar: Eş basınç
İzohyet: Eş yağış
İzohel : Eş güneşlenme
İZOHİPSLERİN ÖZELLİKLERİ
clip_image027.gif
·[FONT=&quot] [/FONT]İç içe kapalı eğrilerdir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Birbirini kesmezler.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yükseltisi en az olan en dıştadır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Yükseltisi en fazla olan en içtedir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Aralarındaki yükselti farkı birbirine eşittir (Equdistance)
·[FONT=&quot] [/FONT]Aynı izohips çizgisi üzerindeki bütün noktalarda yükselti aynıdır.
·[FONT=&quot] [/FONT]İzohips çizgisi üzerinde olmayan bir noktanın kesin yükseltisi bilinemez.
·[FONT=&quot] [/FONT]Kıyı çizgisi (deniz kıyısı) sıfır metredir.
·[FONT=&quot] [/FONT]İzohipslerin sık veya seyrek geçmesi yer şekillerine bağlıdır.
·[FONT=&quot] [/FONT]İzohipslerin sık geçtiği yerde eğim fazladır. Seyrek geçtiği yerde eğim azdır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Dağ dorukları (zirveler ) nokta halinde gösterilir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Akarsu vadileri yükseltinin arttığı yöne doğru girinti oluşturur.
clip_image028.gif

·[FONT=&quot] [/FONT]Ok işareti çevresine göre çukur olan (kapalı çukur-çanak-krater) yerleri gösterir.
·[FONT=&quot] [/FONT]Tabanı aynı olan iki tepe arasındaki küçük düzlüğe boyun denir.
clip_image029.gif

·[FONT=&quot] [/FONT]Tabanları aynı olan tepelerin başlangıç yükseltileri de aynıdır.
·[FONT=&quot] [/FONT]Akarsudan sonraki ilk yükseltiler birbirine eşittir.
clip_image030.gif

·[FONT=&quot] [/FONT]Yükseltinin arttığı yöne doğru "U " harfi oluşmuş ise buna sırt denir.
İKLİM: Bir yerdeki atmosfer olaylarının uzun yıllara (30-40 yıl) ait ortalamasıdır.
Bir yerin iklimini en iyi yansıtan özellik o yöredeki doğal bitki örtüsüdür.
İklimi inceleyen bilim Klimatolojidir.
HAVA DURUMU: Sık sık değişebilen ve kısa süre içinde beliren atmosfer olaylarıdır.
İnceleyen bilim Meteorolojidir.
Hava durumuna bakılarak iklim hakkında tahmin yapılamaz (Ekvator ve Kutup iklimi hariç).
HAVA KÜTLESİ: Atmosferin sıcaklık ve nem bakımından aynı özelliği gösteren geniş parçalarına denir. Örnek ;Ekvator çevresinden gelen hava kütleleri sıcak-nemli iken , Kutup çevresinden gelen hava kütleleri soğuk –kurudur.
CEPHE: Farklı karakterdeki hava kütlelerinin karşılaşım alanıdır.
Cephe oluşumu en fazla ılıman kuşakta görülür.

İKLİM ELEMANLARI: Bir yerin iklimini oluşturan sıcaklık, basınç, rüzgar, nem ve yağış gibi atmosfer olaylarıdır.
İKLİMİN ETKİLERİ

Bitki örtüsünde,

Nüfusun dağılışında,

Akarsu rejimi, debisinde ,

Tarım ürünlerinde,

Konut tipinde,

Hayvan ve toprak türlerinde

Mekanik ve kimyasal çözülmede,

Turizmde

İnsanların giysisinde,

Denizlerin sıcaklığı ve tuzluluğunda,

Dış kuvvetlerin etki alanı, dağılışı ve etki sürecinde,

İnsanların fizyolojik gelişimlerinde etkilidir.

TÜRKİYE'DE ETKİLİ OLAN RÜZGARLAR
Türkiye Batı rüzgarları kuşağındadır.Ancak yerşekillerinden dolayı bu rüzgarların etkisi görülmez. Yurdumuz daha çok yerel rüzgarların etkisindedir.
clip_image031.jpg

Türkiye İkliminde Etkili Faktörler
1)Matematik konumu: Türkiye bulunduğu konumdan dolayı kışın kutuplardan gelen soğuk hava kütlelerinin , yazın da Tropikal kuşaktan gelen sıcak hava kütlelerinin etkisindedir. Ayrıca güneş ışınlarının düşme açısında yıl boyunca büyük farklar vardır. Bunun sonucu olarak yıllık sıcaklık farkı da fazladır.
2)Yer şekilleri (Yükselti ,dağların uzanış duğrultusu ve bakı) Yurdumuzun kuzeyinde ve güneyinde dağlar kıyıya paralel uzandığından kıyı ile iç kesim arasında buralarda iklim farklılığı fazladır. Ege bölgesinde ise dağlar kıyıya dik uzandığından farklılık azdır.
Yükseltinin etkisiyle sıcaklık Türkiye’de batıdan doğuya doğru azalır.
Bakı etkisinden dolayı dağlarımızın güneye bakan yamaçları bütün yıl kuzey yamaçlarına göre daha sıcaktır.
Not: Türkiye’de aynı tarihlerde farklı mevsim özellikleri yaşanabilmektedir. Bunun sebebi; yer şekillerinin çeşitlilik göstermesidir.
3)Denize göre konum: Kıyı bölgelerde nem fazla olduğunda buralarda kışlar ılık , yağışlar fazla ve sıcaklık farkları azdır.
4)Rüzgarların esme yönü:Türkiye’ye kuzeyden gelen rüzgarlar sıcaklığı düşürürken, güneyden gelenler sıcaklığı artırır (enlem etkisinden dolayı).
5) Basınç merkezleri: Türkiye etrafında oluşan basınç merkezleri de rüzgar ve yağış rejimi üzerinde etkili olmaktadır. Yaz mevsiminde Atlas Okyanusu üzerinde oluşup genişleyen yüksek basınç ve Basra Körfezi üzerinde oluşan alçak basınç etkisi altına giren ülkede, yüksek basınç etkisinde iken sıcaklıklar düşmekte, alçak basınç etkisinde iken aşırı sıcaklıklar oluşmaktadır. Kış mevsiminde ise, kuzeyden gelen soğuk hava, Akdeniz üzerinden gelen ılık ve nemli havanın etkisine girmektedir. Bu iki hava kütlesinin karşılaşması ile cepheler oluşmakta ve kıyılarda çoğunlukla yağmur, Trakya, iç ve yüksek kesimlerde kar yağışına neden olmaktadır.


SICAKLIK
Türkiye Yıllık Sıcaklık Dağılışı
clip_image032.jpg

Türkiye'de gözlem yapılan istasyonlardaki uzun yıllar ortalamalarına göre, yıllık ortalama sıcaklıklar 4-20 °C arasında değişmektedir.
Kıyı kesimler iç kesimlerden daha sıcaktır (deniz etkisinden dolayı).
Güney kıyılarımızdan kuzey kıyılarımıza doğru enlemin etkisiyle sıcaklık azalır.
Ülkenin en sıcak kesimleri Güneydoğu Anadolu'nun güneyi ile Akdeniz kıyı kuşağıdır. Buralarda yıllık ortalama sıcaklık 18 °C'nin üzerindedir.
Erzurum ve Kars platolarının yüksek kesimlerinde 4 °C'nin altına düşer. Sebepleri : Yükseltisinin fazla olması, karasallıktır.
Türkiye Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı
En yüksek sıcaklıklar Akdeniz bölgesinin kıyı kesiminde görülür. Sebepleri : enlem , deniz etkisi ve Toros kıvrım dağlarının kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerini engellemesidir.
En düşük sıcaklıklar Doğu Anadolu’da Erzurum-Kars bölümünde görülür. Sebepleri : Yükseltinin fazla olması, karasallık ,kuzeyden gelen soğuk rüzgarlardır.
Kıyı ile iç kesim arasındaki sıcaklık farkı fazladır.
Türkiye Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı
Kıyı ile iç kesim arasında sıcaklık farkı azalmıştır.
En yüksek sıcaklıklar Güney Doğu Anadolu’da görülür. Sebepleri : Karasallık ve Güneyden gelen sıcak rüzgarların etkisidir.
En düşük sıcaklıklar bu dönemde de Erzurum-Kars Bölümünde görülür. Sebebi ,yükseltisinin fazla olmasıdır.
BASINÇLAR
clip_image033.jpg
YÜKSEK BASINÇLAR
1)Sibirya Termik Y.B : 60° enlemlerinde oluşmuştur. Türkiye’de kışın etkilidir. Etkili olduğu dönemlerde kışlar çok soğuk ve kar yağışlı geçer. Türkiye’ye Kuzeydoğudan sokulur.
2)Asor Dinamik Y.B : 30° enlemlerinden kaynağını alır. Türkiye’de bütün yıl etkilidir. En fazla yazın etkilidir. Etkili olduğu yaz mevsiminin kurak olmasının başlıca sebebidir (Alçalıcı hava hareketinden dolayı). Bu basıncın etkisiyle Ege Kıyıları boyunca kuzeyden esen Etezyen rüzgarı oluşur. Yurdumuza kuzeybatıdan sokulur.
ALÇAK BASINÇLAR
1)İzlanda Dinamik A.B : 60° enleminde kaynağını alır. Türkiye’de kışın etkilidir. Etkili olduğu dönemde kışlar ılık ve yağışlı geçer. Kuzeybatıdan sokulur.
2)Basra Termik A.B: (30° Kuzey) Türkiye’de yazın ekilidir. Yurdumuza Güney Doğu Anadolu Bölgesinden itibaren sokulur ve sıcaklığı artırır.
RÜZGARLAR
Türkiye batı rüzgarları kuşağında olmasına rağmen daha çok yerel rüzgarların etkisindedir. Sebebi yer şekilleridir.
clip_image034.gif
NEMLİLİK VE YAĞIŞ
clip_image035.jpg
Kıyı bölgelerinin nemliliği iç kesimlerden daha yüksektir. Bundan dolayı kıyı kesimlerde yağışlar fazla ve sıcaklık farkları azdır.
Bağıl nem en yüksek Doğu Karadeniz Bölümündedir. En düşük Güney Doğu Anadolu’dadır.
En fazla yağış alan bölge Karadeniz ,Bölüm Doğu Karadeniz, il Rize’dir (2400 mm) .Rize’nin çok yağış almasında; güneyindeki yüksek dağların hakim rüzgar yönüne dik olması etkilidir.
En az yağış alan bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir. Sebebi ; etrafının dağlarla çevrili olmasıdır. En az yağış alan il Konya ‘dır (330 mm).
NOT: En az yağış alan bölge İç Anadolu Bölgesi olmasına rağmen en kurak bölge Güney Doğu Anadolu Bölgesidir. Sebebi ; buharlaşmanın fazla olmasıdır.
Karasal iklim bölgelerinde kışın görülen yağışlar genellikle kar şeklindedir. Türkiye’de karla örtülü gün sayısının en fazla olduğu bölge Doğu Anadolu Bölgesidir.
Türkiye’de kar örtülerinin yerde kalma süresi batıdan doğuya doğru artar. Kar yağışı ve don
olayının en az görüldüğü bölgemiz Akdeniz Bölgesidir.
Türkiye’de kışın görülen yağışlar genelde cephesel kökenlidir. Bu tür yağış oluşumu en fazla Akdeniz Bölgesinde görülür.
İlkbahar ve yazın görülen yağışlar genelde Konveksiyon yağışı şeklindedir. En fazla İç Anadolu Bölgesinde görülür.
Oroğrafik (yamaç) yağışları genelde Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinde görülür. Fakat en fazla Karadeniz Bölgesinde görülür

TÜRKİYE'NİN KONUMU
Türkiye, dünyanın kuzey yarımküresinde ve Asya ile Avrupa kıtaları arasındadır. Bu iki kıtaya birden Avrasya da denir. Avrasya da ki topraklarımıza Anadolu, Avrupa da ki topraklarımıza da Trakya denir.
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Akdeniz, batısında Ege Denizi vardır. Ülkemiz üç yanı denizlerle çevrili bir yarımadadır. Marmara, topraklarımızla çevrili bir iç denizdir.

KOMŞULARIMIZ
Üzerinde yaşadığımız ülkenin etrafında bulunan devletler bize komşu olan devletlerdir.
Komşumuz olan devletlerle karşılıklı ilişkilerimiz vardır.
Bazen komşu devletler arasında anlaşmazlıklar da çıkabilir.
Komşularımızla aramızda çıkan sorunları barışçı görüşmelerle çözümlemek en doğru yoldur.
Ülkemizin kuzeydoğusunda Yunanistan ve Bulgaristan,
Güneyinde, Suriye ve Irak
Doğusunda, İran ve Azerbaycan
Kuzeydoğusunda ise Ermenistan ve Gürcistan yer almaktadır.
BUNLARI ÖĞRENELİM
Ülkenin Adı Başkenti Yüzölçümü Nüfusu
Suriye Şam 185.000 10 milyon
İran Tahran 1.648.000 46 milyon
Irak Bağdat 437.000 13 milyon
Yunanistan Atina 132.000 12 milyon
Gürcistan Tiflis 69,700 5,5 milyon
Ermenistan Erivan 30,000 3,5 milyon
Azerbaycan Bakü 86.600 7,953 milyon
Bulgaristan Sofya 111.000 12 milyon

AKARSULARIMIZ: Türkiye akarsular yönünden zengindir. Akarsularımızın bazıları Türkiye içerisinde göllere dökülerek son bulur. Bazıları da denizlere dökülür. Akarsularımızın bir kısmının taşıdığı su miktarı çok yüksektir. Akarsularımızın taşıdıkları su miktarları mevsimlere göre çok farklılık gösterir.
AKARSULARIMIZIN DÖKÜLDÜKLERİ DENİZLER
Karadeniz'e dökülen akarsularımız: Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya.
Akdeniz'e dökülen akarsularımız : Seyhan nehri, ceyhan nehri.
Marmara'ya dökülen akarsularımız: Susurluk ve Gönen çayları.
Ege'ye dökülen akarsularımız : B. Menderes, K. menderes ve Gediz.

Yukarıda sıraladığımız akarsuların dışında, başka ülkelerden doğarak, ülkemiz sınırları içinde denize dökülen bazı akarsular da vardır. Akdenize dökülen Asi ve Ege'ye dökülen Meriç'in kaynakları başka ülkelerin topraklarındadır. Yine bazı akarsular da ülkemizden çıkıp, başka ülkelerin topraklarında son bulmaktadır. Çoruh, Aras, Fırat ve Dicle topraklarımızın dışında son bulan akarsularımızdır.
GÖLLERİMİZ : Göller oluşumları açısından ikiye ayrılırlar. Doğal göller. Baraj gölleri.
Doğal göller:Çukurluk alanlarda büyük su kitlelerinin brikmesiyle oluşan göllerdir. Van Gölü, Tuz Gölü, Beyşehir Gölü, Eğridir, Burdur, Ulubat bu tür göllerimizdir.
Baraj gölleri:Elektrik enerjisi elde etmek, sulama yapmak ve içme suyu sağlamak için, bazı akarsuların önü bentlerle kesilir. Böylece biriken sular baraj gölünü oluşturmaktadır. Ülkemizde çok sayıda baraj gölü vardır. Keban, Sarıyar ve Atatürk baraj gölleri bu tür göllerimizin en önemlileridir.
AKARSU VE GÖLLERİMİZDEN NASIL YARARLANIRIZ ? :Türkiye’de bulunan akarsular, akışı düzgün olmayan akarsulardır. Yaz ve ilkbahar aylarında taşıdıkları su miktarı oldukça farklıdır.
Onun için taşımacılık alanında akarsularımızdan yararlanma olanağı oldukça azdır.
AKARSU VE GÖLLERİMİZDEN ŞU ALANLARDA YARARLANIRIZ:Su ürünleri elde ederiz. ( Balıkçılık vs. ), Taşımacılık alanında akarsu ve göllerimizden yararlanırız. Sulama alanında kullanırız.
Elektrik enerjisi elde ederiz. İçme suyu elde ederiz. Tuz ve soda sağlarız. Su sporları yaparız.

TÜRKİYE'DE İKLİM: Bir bölgede görülen ısı, yağış, sis, rüzgar gibi hava durumlarının tümüne o bölgenin iklimi denir. Türkiye yüzölçümü bakımından büyük bir ülke olduğundan ve yüzey şekilleri farklılık gösterdiğinden, birbirinden farklı iklimler görülür. Karadeniz İklimi, Akdeniz İklimi,
Karasal İklim
Karadeniz iklimi:Her mevsim yağışlıdır. Yazlar serin ve kışlar ılık geçer. Karadeniz'in sahil kesimi ile Marmara Bölgesinin kuzey kısımlarında bu iklim tipi görülür.
Akdeniz iklimi : Bu iklim tipinde , yazlar sıcak ve yağışsız, kışlar ılık ve yağışlıdır. Yağışlar genellikle yağmur şeklindedir. Akdeniz iklimi, Akdeniz Bölgesinde ve Ege Bölgesinin güney kesimlerinde görülür.
Karasal iklim : İç Anadolu Bölgesi ile denizlerden uzak yerlerde görülür. İç anadolu Bölgesinde, yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. İlkbahar ve sonbahar yağmurludur. Doğu Anadolu'da yazlar serin ve zaman zaman yağmurlu, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Ülkemizde kar en çok bu bölgemizde yağar.


Türkiye’nin Coğrafi Konumu

Türkiye’nin Coğrafi Konumu ve Özellikleri

Türkiye Kuzey Yarım Küre’de, eski dünya karalarının birbirine en çok yaklaştıkları stratejik bir bölgede yer alır. Buna bağlı olarak matematiksel ve özel konumu ülkenin sosyal, politik ve ekonomik durumu üzerinde etkili olmaktadır.

Türkiye’nin Matematiksel Konumu

Türkiye 36° - 42° Kuzey enlemleri, 26°-45° Doğu boylamları arasında yer alır. Buna bağlı olarak;
1.[FONT=&quot] [/FONT]Türkiye dört mevsimin belirgin olarak yaşandığı ılıman kuşakta yer alır
2.[FONT=&quot] [/FONT]Güneş ışınları yıl içinde düz zeminlere dik gelmez. Bu nedenle yatay düzleme dik duran cisimlerin gölge boyları sıfır olmaz.
3.[FONT=&quot] [/FONT]Ülkenin doğusu ile batısı arasında 76 dakikalık zaman farkı vardır.

Türkiye’nin Özel Konumu

Türkiye’nin eski dünya karaları olan Asya ve Avrupa kıtalarında toprakları bulunur. Üç tarafı denizlerle çevrili yarımada özelliği taşır. Ortalama yüksekliği fazla olup (1130 m), yükseklik batıdan doğuya doğru artar. Yakın jeolojik zamanda oluştuğundan kırıklı arazisi fazladır. Bu nedenle tektonik depremler sık görülür. Maden çeşitleri fazladır. Ortadoğu ve Asya petrollerine yakınlığı, boğazlara sahip olması jeopolitik önemini artırır.

Türkiye’yi Çevreleyen Denizler

Karadeniz

Sularının Özellikleri

Karadeniz, bol su taşıyan akarsularla beslendiğinden ve bol yağışlı bir bölgede bulunduğundan su seviyesi yüksektir.
Bulunduğu enlem nedeniyle suların sıcaklığı Akdeniz sularına göre daha düşüktür
Derinlerde kükürtlü hidrojen gazının bulunması, 200 m’nin altındaki derinliklerde deniz canlılarının yaşamını engeller.
Tuzluluk oranı, %o 18’dir.

Akıntılar

Karadeniz’in su seviyesinin yüksek ve tuzluluk oranının düşük olması nedeniyle Karadeniz’den Marmara Denizi’ne doğru bir üst akıntı bulunmaktadır. Marmara Denizi’nden de Karadeniz’e doğru alt akıntı bulunur.

Kıyı Tipi

Karadeniz’in Anadolu kıyıları, dağlar kıyıya paralel uzandığından genellikle dik ve yüksek kıyılar şeklindedir. Boyuna kıyı tipi özelliğindedir. Bu nedenle, Anadolu kıyılarının gerçek uzunluğu ile kuş uçuşu uzunluğu arasındaki fark azdır.

Marmara Denizi

Sularının Özellikleri

Marmara Denizi sularının özelliği bakımından, Akdeniz ile Karadeniz arasında bir geçiş özelliği gösterir. Karadeniz’den olan üst akıntı nedeniyle yüzeyde %o 23 tuzluluk oranı, Akdeniz’den olan alt akıntının etkisiyle derinlerde %o 36 civarındadır.

Akıntılar

Akdeniz’in tuzlu suları alt akıntı ile Karadeniz’in az tuzlu suları ise üst akıntı ile Marmara Denizi sularına karışır.

Kıyı Tipi

Marmara Denizi kıyılarında birden fazla kıyı tipi görülmektedir. Örneğin, İstanbul ve Çanakkale Boğazı kıyılarında ria kıyı tipi, İzmit-Yalova arasında enine kıyı tipi, kuzey kıyılarında limanlı kıyı tipi görülür.

Ege Denizi

Sularının Özellikleri

Sularının özellikleri bakımından Akdeniz’e benzerlik gösterir. Tuzluluk oranı, Ege Denizi’nin kuzeyinde yaklaşık %o33, güneyinde ise yaklaşık %o 37 dir.

Akıntılar

Akdeniz’in tuzlu suları alt akıntı ile Ege Denizi sularına karışmaktadır. Karadeniz’den ise Ege Denizi’ne doğru üst akıntı bulunmaktadır.

Kıyı Tipi

Ege Denizi’nin Edremit – Kuşadası arası, dağlar kıyıya dik uzandığından enine kıyı tipindedir. Güneybatı Anadolu kıyıları ise (Bodrum, Marmaris, Datça) ria tipi kıyılardır.

Akdeniz

Sularının Özellikleri

Akdeniz sularının sıcaklığı diğer denizlerimizden daha yüksektir.
Bulunduğu enlem nedeniyle sıcaklık ve buharlaşma fazladır. Buna bağlı olarak, tuzluluk oranı %o 36 ilse %o 39 arasında değişir.

Akıntılar

Akdeniz’in çok tuzlu yoğun suları dip akıntı ile Marmara Denizi’ne ulaşır.

Kıyı Tipi

Akdeniz’in Anadolu Kıyıları genlikle boyuna kıyı özelliğindedir. Finike – Kaş arasında Dalmaçya kıyı tipi görülür.

Türkiye’nin Sınırları ve Komşuları

Türkiye’nin kara ve deniz sınırlarının toplam uzunluğu yaklaşık 11.000 km’dir. Burada Türkiye’nin kara sınırları ve komşuları incelenecektir.

Sınırları

Türkiye’nin kara sınırları yaklaşık 2753 km’dir. Irak ve İran sınırları doğal sınır özelliği taşımaktadır. Diğer sınırlarımız yer yer bazı engellerden geçseler bile büyük çoğunluğu politik sınır özelliğindedir. En uzun sınırımız 877 km’lik Suriye, en kısa sınırımız 18 km’lik Nahçıvan sınırıdır.

Komşuları

Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan bir köprü özelliğindeki Türkiye, Asya’da Gürcistan, Ermenistan, Nahçıvan, İran, Irak, Suriye, Avrupa’da Yunanistan ve Bulgaristan ile sınır komşusudur.

Türkiye’nin Coğrafi Bölgeleri

Türkiye’nin bölgelerini incelerken öncelikle bazı kavramların bilinmesi gerekir. Bunlar coğrafi bölge, coğrafi bölüm ve yöredir.

Coğrafi Bölge : Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan, kendi içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin sınırları belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler temel alınır.

Coğrafi Bölüm : Bir coğrafi bölge içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler bakımından farklılık gösteren küçük birimlerdir.

Yöre : Bölüm içerisinde farklı özelliklere sahip, bölümden daha küçük birimlerdir. Iğdır Yöresi, Göller Yöresi, Menteşe Yöresi gibi.

COĞRAFYA BÖLGELERİMİZ
 
Back
Yukarı