Özgürlük Anıtı'nın Bilinmeyen Öyküsü

Hakan Koray

Demirbaşlardan
Katılım
3 Ocak 2009
Mesajlar
1.296
Tepki puanı
805
Puanları
113
Tuttuğu Takım
Takım Tutmuyorum
New York'un sembolü sayılan 'Özgürlük Heykeli'nin pek bilinmeyen öyküsü Heykel, 19. yüzyılın ortalarında Türk toprağı olan Mısır'a dikilmesi maksadıyla Fransızlar tarafından
hazırlanmış ama sonradan yaşanan bazı şanssızlıklar yüzünden Mısır
yerine Amerika yolunu tutmuştu. İşin daha da garip tarafı, heykelin masraflarının büyük kısmının, zamanın hükümdarı Sultan Abdüláziz
tarafından bizzat ödenmiş olmasıydı.
'NEW York' dendiği zaman, çoğumuzun hatırına ilk önce Manhattan'daki gökdelenler ve şehrin hemen önündeki adada yükselen, kaidesiyle beraber tam 93 metrelik 'Özgürlük Heykeli' gelir.1880'li senelerde Fransa'da yapılan Özgürlük Heykeli'nin masraflarının büyük kısmının bizden çıktığını, projesin in New York'a değil, o yıllarda Türk toprağı olan Mısır'a dikilmek üzere hazırlandığını ve son anda yaşanan bir talihsizlik neticesinde
Amerika'ya gittiğini bilir misiniz? İşte, kaçırılan bu fırsatın kısa öyküsü:
19. asırda Osmanlı İmparatorluğu'nun toprağı olan Mısır, yüzyılın ilk
yıllarından itibaren Kavalalı
Mehmed Ali Paşa'nın soyundan gelen 'Hıdiv' unvanlı valiler tarafından idare ediliyordu ve içişlerinde
bağımsız hale gelmişti. Mısır valileri, sadece yabancı memleketlerle
imzaladıkları anlaşmalarla mali
protokolleri padişaha tasdik ettirmekle yükümlüydüler ve İstanbul, bu gibi talepleri genellikle her zaman yerine getiriyordu.
Mısır Valisi Said Paşa'nın Fra nsız mühendis Ferdinand de Lesseps'e 1854'te hazırlattığı ve Akdeniz ile
Kızıldeniz'i birbirine bağlayacak olan Süveyş Kanalı projesi de onaylaması için Osmanlı hükümdarına
sunulmuştu. Projenin arkasında Fransa vardı ama İngiltere, Akdeniz'deki ve Hindistan'daki hákimiyetini
sona erdirebilecek olan böyle bir hazırlığa karşı çıkıyor ve zamanın
hükümdarı Sultan Abdüláziz'i,
projeyi reddetmesi için devamlı bir baskı altında tutuyordu.
Said Paşa, İstanbul'un tasdikini beklemedi ve 1854'ün 30 Kasım'ında Fransız mühendise projenin hayata
geçirilmesi için gerekli şirketin kurulması iznini verdi. Fransız
sermayesiyle kurulan şirketin hisse
senetlerinin tamamı satılınca İngiltere, Sultan Abdüláziz'e daha da
fazla baskı yapmaya başladı ve
hükümdar, Mısır Paşası'nın projesini 12 yıl boyuncaonaylamadı.
Mısır tarafı ise, İstanbul'un tasdiki gelmeden işe başladı ama Said
Paşa 1863'te birdenbire ölüverdi.
Yerine geçen İsmail Paşa ise Fransız değil, İngiliz taraftarıydı, bu yüzden iktidarının ilk yıllarında
projeye gereken önemi vermedi ama daha sonraki senelerde Kanal'ın Mısır'a nasıl bir hayati değişiklik getireceğini farkedince işe o da dört elle sarıldı.Kazılar neredeyse tamamlanmak üzereyken Fransız hükümeti, Sultan Abdülaziz'e İngilizler'den daha fazla
baskı yapmaya başladı. Sultan Abdülaziz, 1866'nın 19 Mart'ında
yayınladığı fermanla Kanal'a izin verirken
Kanal Şirketi ile Said ve İsmail Paşalar arasında varılan anlaşmaları
onayladı, üstelik Mısır'ın kanal
inşaatı için yaptığı dış borçları da devlet garantisi altına aldı ve
kendisi de Kanal Şirketi'nin
hisselerine oldukça yüksek bir meblağ yatırdı.
ASYA'NIN IŞIĞI OLACAKTI
Said Paşa ile kanalın mühendisi olan Ferdinand de Lesseps arasında 1854'te varılan anlaşmanın çok ilginç
bir maddesi vardı: Kanal'ın Akdeniz'e açıldığı yere dev bir heykel
dikilecekti. Heykel, firavunlar
zamanının giysilerine bürünmüş bir kadın şeklinde olacak ve elinde 'Asya'nın ışığının Mısır'dan
geldiğini' sembolize eden bir meşale tutacaktı. Sultan Abdülaziz'in ödediği paralar arasında yapılacak olan
heykelin masraflarının bir bölümü de vardı.
Paşa ve mühendis, eseri Fransa'nın tanınmış heykeltraşlarından olan
Frederic Auguste Bartholdi'ye
sipariş ettiler, hatta bir hayli avans da ödendi ve Bartholdi işe başladı.Dikileceği yerde monte edilecek
şekilde parçalar halinde hazırlanan heykel birkaç sene
sonra tamamlanmış, kanalın Akdeniz'e açıldığı yerde
birkaç hafta içerisinde yerleştirilebilecek hale
getirilmiş ve Marsilya'dan bir gemi ile Mısır'a
nakledilmesinin hazırlıklarına bile girişilmişti.
Ama, Said Paşa'dan sonra Mısır'ın başına geçen İsmail
Paşa, Müslüman bir memlekette böylesine büyük bir
heykelin dikilmesinin halk arasında hoşnutsuzluk
yaratacağını düşündü ve mühendis Ferdinand de
Lesseps'e, heykelin Mısır'a getirilmemesi talimatını
verdi. Mühendis'in Paşa'yı ikna çabaları neticesiz
kaldı. Süveyş Kanalı 1869 Kasım'ında dünyanın dört bir
tarafından gelen davetlilerin katıldığı büyük ama
'heykelsiz' törenlerle açıldı. Bartholdi'nin eseri
ise, Mısır'da bu yaşananlardan sonra Paris'te bir
depoya kondu ve tozlanmaya terkedildi.
O yıllarda dünyanın bir başka tarafında, Fransa ile
Amerika Birleşik Devletleri arasında büyük bir
muhabbet yaşanıyor ve taraflar birbirlerine jest
üstüne jest yapıyorlardı.
HEYKEL, AMERİKA YOLUNDA
Paris'te kurulan Fransız-Amerikan dostluk grubunun
lideri olan Edouard Rene Lefebvre de Laboulaye,
Fransız Hükümeti'ni Amerikalılar'ın Fransa'n ın
dostluğunu daima hatırlamaları için bir hediye gönderilmesi konusunda ikna etti ve hediyenin devasa
bir heykel olması kararlaştırıldı. Heykel bir elinde hukuku simgeleyen bir kitap tutacak diger elinde de
'dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü' olan bir
meşale taşıyacaktı.
Sipariş gene aynı heykeltraşa, Frederic Auguste
Bartholdi'ye verildi. Bartholdi'nin eseri zaten
hazırdı, senelerden beri bir depoda beklemedeydi ve
tek eksiği üst kısmında, yani elleriyle kollarında ve
yüzünde bazı değişiklikler yapılmasıydı.
Amerikalılar heykelin New York'un hemen girişinde
bulunan ufak adalardan birine yerleştirilmesine karar
verdiler. Bartholdi, kaidenin yerini görmek için New
York'a gitti ve Paris'e dönüşünde yeniden işe başladı.
Bakır ve çelik ten yaptığı heykelin mühendisliği

ilgilendiren taraflarını Paris'e kendi adıyla anılan
bir kule dikmiş olan Gustave Eiffel ile beraberce
çalışarak tamamladı ve 1884 Haziran'ın ilk günlerinde
eserini Fransız hükümetine teslim etti. Bartholdi

heykelin yüzünü tamamen değiştirmiş ve metale annesi

Charlotte'in siluetini işlemişti. Birbirine monte
edilecek şekilde yapılmış 350 parçadan oluşan heykel

'İsere' adındaki bir Fransız gemisine yüklendi ve 4

Kasım 1885 günü New York'a ulaştı.

New York'ta, bu arada heykelin kaidesinin yapımı için bir bağış
kampanyası başlamış, ilk bağışı Macar

göçmeni olan, New York'ta 'World' adında bir gazete çıkartan Joseph Pulitzer yapmış ve kaide için 100 bin

dolar vermişti. Macar göçmeni gazeteci, daha sonra gazetecilikte
dünyanın en büyük ödülü sayılan

'Pulitzer'in de isim babası olacaktı.

Kaidenin inşasından sonra sıra heykelin dikilmesine ve resmi açılışa geldi.
Bartholdi, New York'a yanına bu

defa Süveyş Kanalı'nın mühendisi ve heykelin fikir babası olan
Ferdinand de Lesseps'i de alarak gitti ve
1886'nın 25 Ekim'inde yapılan törende eserinin açılışını bizzat yaptı.
 
Ce: Özgürlük Anıtı'nın Bilinmeyen Öyküsü

Ellerine sağlık...:)
 
Ce: Özgürlük Anıtı'nın Bilinmeyen Öyküsü

saol hakan
 
Ce: Özgürlük Anıtı'nın Bilinmeyen Öyküsü

paylaşımın için çok teşekkür ederim ellerinize sağlık
 
Back
Yukarı