Taksirle Adam Öldürme Nedir

mine

Demirbaşlardan
Katılım
5 Mayıs 2008
Mesajlar
1.902
Tepki puanı
106
Puanları
113
Yaş
39
Bulunduğu Yer
ankara
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
Taksirle adam öldürme, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir kusurlu davranış ile “öngörmeyerek” bir kimsenin hayatına son verilmesidir. Bilinçli taksirle adam öldürme ise yapılan kusurlu davranış ile bir kimsenin ölebileceğinin fail tarafından “öngörülmesine” rağmen davranışın yapılmasıdır. Taksirle ölüme neden olma suçu, ‘Hayata Karşı Suçlar’ bölümünde TCK md. 85’te düzenlenmiştir.

İster normal taksirle adam öldürme suçu, isterse bilinçli taksirle adam öldürme suçu olsun; her iki halde de failin ortaya çıkan “adam öldürme” sonucunu istememesi halinde taksirli sorumluluk meydana gelir. Fail, “adam öldürme” neticesini bilerek ve isteyerek fiili gerçekleştiriyorsa taksirle adam öldürme suçu değil, kasten adam öldürme suçu söz konusu olur. Taksir ile işlenen fiil neticesinde ölüm meydana gelmezse, taksirle adam yaralama suçu işlenmiş olur.

Taksirle ölüme neden olma suçu işleyen fail aleyhine, mağdur yakınlarının (anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler vb.) maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır.

Taksirle adam öldürme suçu trafik kazasından kaynaklanmışsa; mağdurlar, suçu işleyen kişi ve diğer sorumlular aleyhine ölümlü trafik kazası nedeniyle tazminat davası açabilirler.

Taksirle Adam Öldürme Suçu Şikayet Süresi

Taksirle adam öldürme suçu şikayete tabi bir suç değildir. Savcılık suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez fail hakkında resen soruşturma yapar ve kamu davasını açar. Söz konusu suç için TCK’da belirlenen dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Yani, savcılık bir kimsenin taksirle öldürüldüğünü, ölümden itibaren 15 yıl içinde haber alırsa soruşturma başlatabilir. Dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Müşteki, kamu davası açıldıktan sonra dahi şikayet hakkını kullanarak ceza davasına müdahil olabilir.

Taksirle veya Bilinçli Taksirle Ölüme Neden Olma Suçunda Görevli Mahkeme

Taksirle ölüme neden olma suçunda, yani fiil ister genel taksirle ister bilinçli taksirle işlenmiş olsun, bir kişinin ölümü halinde asliye ceza mahkemesi görevli mahkeme olarak belirlenmiştir (5235 SK md. 12).

Ancak taksirli fiil neticesinde en az 1 ölüm ile birlikte en az 1 yaralanma veya 2 ölüm gerçekleşmişse, taksirli suçu yargılama görevi ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilecektir.

Taksirle işlenen fiil neticesinde ölüm ve yaralanmalar meydana gelmesine rağmen yaralı olanlar soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçmiş ve olayda sadece tek ölüm varsa yetkili mahkeme yine asliye ceza mahkemesi olacaktır.

Örneğin; İstanbul Bahçelievler ilçesinde meydana gelen trafik kazası neticesinde 1 kişi ölmüş, 2 kişi yaralanmıştır. Yaralılar, soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçtiği takdirde yetkili ve görevli mahkeme Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi, yaralılar şikayete devam ettiklerinde yetkili ve görevli mahkeme Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’dir.

Taksirli Suç Kavramı ve Taksirin Unsurları

Taksirli suç, failin tedbirli ve öngörülü davranmaması, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi halinde söz konusu olur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2007/221 ve 2008/185 sayılı kararlarında ve yerleşik uygulamada taksirli suçun unsurları şunlardır:

Fiilin taksirle işlenebilen bir fiil olması: Sadece kasten işlenebilen fiiller ve kanunda açıkça fiilin taksirli halinin cezalandırılmadığı suçlar, taksirli suç kategorisine girmez.
Hareketin iradiliği: Fail, yaptığı hareketi kendi özgür iradesiyle yapmalıdır. Taksirli tüm suçlarda, kasten işlenen suçlarda olduğu gibi fiili işleyenin irade özgürlüğü olmalıdır. Örneğin, yüksek miktarda alkol alarak, alkollü araç kullanan sürücü bu davaranışları kendi özgür iradesiyle seçmiştir. Bu nedenle işlediği taksirli suç nedeniyle sorumlu olacaktır.
Neticenin iradi olmaması: Fail, suçun oluşumuna neden olan hareketi kendi iradesiyle yapmasına rağmen, hareket neticesinde oluşan sonucun meydana gelmesini istememelidir. Neticenin istenmemesi, taksirli suçları kasıtlı suçlardan ayıran en önemli özelliktir. Fail neticenin meydana gelmesini de istiyorsa, artık taksirli suç değil, kasten işlenen bir suç vardır. Örneğin, alkollü araç kullanan bir kişi, neticeyi bilerek ve isteyerek arabayla herhangi bir kimseyi öldürmeye kalktığında, fail taksirli suç hükümlerine göre değil, kasıtlı suç hükümlerine göre yargılanacaktır.
Hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması: Failin yaptığı hareketle sonuç arasında mutlaka sebep-sonuç ilişikisi olmalıdır.
Neticenin öngörülebilir olması: Taksirli bir suçtan bahsedebilmek için neticenin öngörülebilir olması gerekir. Fail neticeyi öngörmesine rağmen taksirli fiili işlemeli, ancak meydana gelen neticenin oluşmasını istememelidir.
Taksirle Adam Öldürme Suçu ve Sorumluluk Rejimi

“Herkes kendi kusurlu fiilinden sorumludur” ilkesi ceza hukukunun genel ilkesidir. Taksirle ölüme neden olma suçunu işleyen fail de kendi kusurluluk durumuna göre sorumlu olur. Yani objektif bir sorumluluk rejimi yoktur, kusur sorumluluğu rejimi söz konusudur. Faile verilecek ceza tayin edilirken olayın meydana gelmesindeki kusuru tespit edilir ve fail kusuru oranında cezalandırılır. Taksirle adam öldürme suçu birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmişse herkes kendi kusuru oranında sorumlu olacaktır. Her failin yargılama neticesinde alacağı ceza kusurluluk durumuna göre ayrı ayrı belirlenir. Örneğin; bir trafik kazası nedeniyle meydana gelen ölüm olayında birden fazla sürücünün kazaya karışması halinde herkes kendi kusuru miktarınca cezalandırılacaktır.

Bilinçli Taksirle Adam Öldürme Suçu ve Sorumluluk Rejimi

Bilinçli taksir, genel taksirin daha yoğunlaşmış halidir. Bilinçli taksir halinde fail, ileride açıklayacağımız üzere genel taksirle işlenen suça verilen cezadan daha ağır bir cezayla cezalandırılır. Bilinçli taksirle adam öldürme suçu, fiili işleyen kişinin yaptığı davranışla “adam öldürme” neticesinin gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen fiili işlemesiyle meydana gelir. Somut bir olaya bilinçli taksirle adam öldürme rejiminin uygulanabilmesi için failin sonucu öngörmesine rağmen gerçekleşmesini istememesi gerekir. Fail işlediği fiil ile “adam öldürme” neticesinin gerçekleşmesini istiyorsa artık bilinçli taksirle ölüme neden olma değil, kasten adam öldürme suçu meydana gelir.

Bilinçli taksir faile verilen cezanın daha ağır hale gelmesine neden olduğu için uygulamada bilinçli taksir halinin gerçekleşip gerçekleşmediği titizlikle değerlendirilmelidir.

Bilinçli taksirle adam öldürme haline bazı örnekler;

Hastanın ameliyat edilmesi sırasında hemşirenin doktora kullanılmış ameliyat malzemesi vermesi, doktorun da daha önce kullanıldığını bile bile ameliyat sırasında bu malzemeleri kullanması neticesinde hastanın ölmesi bilinçli taksirle adam öldürme suçunu teşkil eder. Bu somut durumda hem hemşire hem doktor bilinçli taksirle adam öldürme suçu nedeniyle cezalandırılır. Çünkü, hem hemşire hem doktor kullanılmış malzemenin enfeksiyon vs. gibi nedenlerle ölüme neden olacağını biliyor, ancak hastanın ölmesini istemiyor. Hemşire ve doktor, ölüm sonucunun gerçekleşebileceğini “öngördükleri” için genel taksirle değil, bilinçli taksirle adam öldürme suçu hükümleri gereği cezalandırılır.

Yüksek oranda alkol aldığı halde araba sürerek trafik kazası neticesinde ölüme neden olan şahıs, fiili bilinçli taksirle işlediğinden faile bilinçli taksir hükümlerine göre ceza verilir. Çünkü, fail yüksek alkol alarak araç süren bir kimsenin ölüme neden olabileceğini öngörmesine rağmen arabayı sürmüştür.

Kırmızı ışıkta geçerek trafik kazası neticesinde bir kimsenin ölümüne neden olan kişi bilinçli taksir hükümlerine göre sorumlu olur. Fail, kırmızı ışıkta geçtiğinde trafik kazası neticesinde ölüme neden olabileceğini öngörmesine rağmen fiili işlemektedir.

Taksirle Adam Öldürme Suçu
Trafik Kazası ve Taksirle Adam Öldürme Suçu

Trafik kazaları, kasten işlenen fiillerle değil taksirle işlenen fillerle meydana gelir. Trafik kazası, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle oluşur. Bu nedenle, trafik kazası hem genel taksirle hem de bilinçli taksirle meydana gelebilir. Trafik kazası neticesinde ölüme neden olan fail, genel taksir halinde farklı, bilinçli taksir halinde farklı bir ceza ile cezalandırılır.

Trafik kazası neticesinde taksirle ölüme neden olma suçu iddiasıyla başlatılan soruşturmada öncelikle failin kusuru tespit edilmelidir. Uygulamada failin kusur durumunu tarif etmek için asli kusur-tali kusur ayrımı yapılmaktadır. Trafik kazasının meydana gelmesinde failin hangi oranda kusurlu olduğu bilirkişi incelemesi aracılığıyla tespit edilir. Bilirkişi tarafından kural ihlalleri tek tek saptanarak kusur oranı belirlenir. Bilirkişi raporu denetime elverişli, objektif ve olaya uygun hazırlanmalıdır. Tarafların bilirkişi raporuna itiraz hakkı olduğu gibi davanın temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay aşamasında da bilirkişi raporu denetlenmektedir. Bilirkişi incelemesi neticesinde trafik kazasının meydan gelmesinde önemli kural ihlalleri yaparak esaslı bir şekilde kusurlu olan kişi “asli kusurlu”, daha az önemli kuralları ihlal ederek trafik kazasına neden olan kişi “tali kusurlu” olarak kabul edilmektedir. Genel taksirle veya bilinçli taksirle adam öldürme suçu işleyen faile verilecek ceza, bu kusur durumları dikkate alınarak belirlenir. Asli kusurlu sayılan faile verilecek ceza, ileride açıklayacağımız üzere suça dair ceza alt sınırından daha yukarıda bir miktarda belirlenir, tali kusurlu kabul edilen faile verilecek ceza ise suçun alt sınırı dikkate alınarak belirlenir.

Trafik kazası neticesinde taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle yapılan yargılamada kazaya neden olan araçta teknik inceleme yapılması gerekebilir. Bu halde konunun uzmanı olan bilirkişiler vasıtasıyla araçta teknik inceleme yapılabilir.

Trafik kazası nedeniyle yapılan yargılamalarda mutlaka olay yerinde keşif yapılmalıdır. Mümkünse olayın tanıkları ve tarafları keşif mahalinde dinlenmeli, sorular sorularak olay aydınlatılmaya çalışılmalıdır. Trafik kazasını tespit eden mobese kameraları, özel işyeri kameraları veya diğer özel çekimler varsa yargılama sırasında bu kayıtlar incelenerek durumu tespit eden bir bilirkişi raporu hazırlanmalıdır.

İş Kazası ve Taksirle Ölüme Neden Olma Suçu

İş kazası, işyerinde veya işin yapılması sırasında işçinin uğradığı her türlü kazadır. İş kazaları nedeniyle sorumluluk, İş Kanunu hükümleri gereği oldukça geniş bir perspektifle düzenlenmiştir. İş Kanunu’na göre işyerinde gerçekleşen her türlü kaza iş kazasıdır. İşyerinde gerçekleşmese bile işin yürütümü sırasında olmak şartıyla, nerde olursa olsun işçinin uğradığı her türlü kaza da iş kazası sayılır.

İş kazası işçinin ölümüne neden olmuşsa, taksirle ölüme neden olma şartlarının oluşup oluşmadığı soruşturma açılarak savcılık tarafından resen soruşturulur. İş kazasının meydana gelmesinde, iş güvenliği ve işçi sağlığı kurallarına riayet edilmemesinin etkisi varsa, bu durumda işverenin kusurlu olduğu kabul edilir. Örneğin, inşatta çalışan işçiye iş elbisesi, baret, gözlük vb. gibi güvenlik ekipmanı verilmemesi, işçinin fazla çalıştırılması gibi olgular, iş güvenliği ve işçi sağlığı kurallarının ihlal edildiği anlamına gelmektedir.

İş kazası neticesinde taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan soruşturma yürüten savcılık, iş güvenliği uzmanlarından bir veya birden fazla bilirkişi raporu alarak iş kazasının meydana gelmesinde kimlerin ne ölçüde kusurlu olduğunu tespit eder. İş kazasının meydana gelmesinde kusurlu olanlar hakkında taksirle ölüme neden olma suçu işledikleri iddiasıyla dava açılır. Uygulamada işveren büyük şirketler, iş güvenliğinden sorumlu müdür tayin etmekte, iş kazaları meydana geldiğinde şirket ortakları değil, sorumlu müdürler iş kazası sebebiyle taksirle ölüme neden olma suçundan yargılanmaktadır. Örneğin, büyük bir inşaat firması inşaat alanından sorumlu bir şantiye şefi atamakta, meydana gelen iş kazaları neticesinde taksirle ölüme neden olma suçundan da bu şantiye şefleri yargılanmaktadır.

Her şirketin özelliğine ve faaliyet alanına göre iş kazası nedeniyle taksirle ölüme neden olma suçundan sorumlu kişi tespit edilmelidir. Örneğin, toplu yemek şirketlerinde üretim sorumlusu gıda mühendisi; elektrik üreten şirketlerde sorumlu elektrik mühendisi; inşaat şirketlerinde inşaat alanından sorumlu şantiye şefi veya iş güvenliği sorumlusu olan kişiler, iş kazası sebebiyle taksirle ölüme neden olma suçundan yargılanabilirler. Sorumlu müdürün uyarılarına rağmen, şirket, iş güvenliği için gerekli önlemleri alamamış ise, şirket ortaklarını veya yöneticilerini de iş kazası nenedeniyle taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan sorumlu tutmak mümkündür.

Doktor Hatası (Tıbbi Malpraktis) ve Taksirle Ölüme Neden Olma Suçu

Doktor hatası, diğer bir deyişle “tıbbi malpraktis”, hastaya tıbbi uygulama yapılırken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı uygulama yapılması veya mesleki bilgi yetersizliği veya acemilik nedeniyle yanlış uygulama yapılmasıdır. Özel hukukta doktor, her türlü hatasından sorumludur. Doktor hataları, vekalet sözleşmesine aykırılık olarak kabul edildiğinden, doktorlar, en hafif kusurlarından dahi sorumludur.

Doktorlar, tıbbi uygulama yaparken hedefledikleri sonuca ulaşamamaktan dolayı değil, bu sonuca varmak için yaptıkları her bir uygulamanın dikkat ve özenle yapılmasından sorumludur. Doktor ile hastası arasındaki ilişki vekil-müvekkil ilişkisidir. Doktor hastasının kişisel özelliklerine en uygun tedaviyi seçmeli, hastanın zarar görmemesi için hem mesleki hem de genel hayat tecrübelerine göre alınması gereken tüm önlemleri almalı, uygulama sırasında yeni bir sorunla karşılaştığında sorunu ortadan kaldırmak için titizlikle araştırma yapmalı, her türlü koruyucu tedbiri aldıktan sonra yeni bir uygulama yapmalıdır.

Doktor hatası neticesinde hasta ölmüşse; doktor, taksirle ölüme neden olma iddiasıyla yargılanır. Doktorun yaptığı tıbbi uygulamanın tıp bilimin gereklerine uygun olup olmadığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan bilimsel bir rapor alınarak tespit edilir. Doktor hatası, hangi nedene dayalı olursa olsun yapılan uygulama hatalı ise doktor, taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılır. Örneğin, ameliyat sırasında hastasının midesinde gazlı bez unutan ve gelişen komlikasyonla hastanın ölümüne neden olan doktor, taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle cezalandırılır.

Bilinçli Taksirle Adam Öldürme Suçu Cezası
Taksirle veya Bilinçli Taksirle Adam Öldürme Suçu Cezası

Taksirli suçlarda faile ceza verilirken “asli kusur” – “tali kusur” ayrımına göre faile verilecek ceza belirlenir. Fail asli kusurlu ise olayın oluş şekli dikkate alınarak suçun kanunda belirlenen cezanın alt sınırından daha yukarısında bir ceza belirlenmelidir. Fail tali kusurlu ise kanunda belirlenen cezanın alt sınırından ceza belirlenmelidir.

Taksirle adam öldürme suçunun cezası, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır. Taksirle adam öldürme neticesinde “iki veya daha fazla kişi ölmüş” veya “bir kişi ölmüş ve bir veya birden fazla kişi yaralanmışsa” suçun cezası 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır.

Bilinçli taksirle adam öldürme suçunun cezası ise yukarıdaki maddeye göre belirlenen cezanın 1/3’ten 1/2 oranına kadar arttırılmasıyla tespit edilir. Örneğin; taksirle adam öldürme neticesinde 3 yıl ceza alacak bir fail, bilinçli taksir halinde 4 yıl ile 4,5 yıl arası ceza alabilir.

Taksirle Adam Öldürme Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, fail hakkında verilen mahkumiyet hükmünün 5 yıl süre ile hüküm doğurmaması ve bu süre sonunda cezanın kendiliğinden düşmesiyle sonuçlanan faile ikinci bir şans veren ceza hukuku kurumudur. Bilinçli taksir halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması ceza miktarı nedeniyle mümkün değildir. Taksirle adam öldürme suçu halinde ise ceza miktarı 2 yıl veya altında olduğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) mümkündür. Hagb kararı verilmesi için mağdurun ölüm nedeniyle uğradığı maddi zararın karşılanması zorunludur. Mağdurun zararı giderildiği taktirde mahkeme tarafından HAGB kararı verilebilir.

Taksirle Adam Öldürme Suçu ve Cezanın Adli Para Cezasına Çevrilmesi

Taksirle adam öldürme suçu, “Adli Para Cezası” seçenek yaptırımı açısından özellikli bir durum arz etmektedir. Taksirle adam öldürme suçu nedeniyle yapılan yargılamada verilecek cezanın miktarı ne olursa olsun, isterse faile 15 yıl ceza verilsin, bu ceza koşulları varsa adli para cezasına çevrilebilir. Yani taksirli suçlarda cezanın adli para cezasına çevrilmesi açısından bir ceza süresi sınırı yoktur.

Bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunda ise verilecek cezanın adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Taksirle adam öldürme, özellikle bilinçli taksirle adam öldürme suçu, fiilin vehameti ve cezanın miktarı nedeniyle savunmanın bir ağır ceza avukatı vasıtasıyla yapılması yararlı olacak bir suç türüdür.
 
Back
Yukarı