Zokayı yutması istenen ülke

Ahmet TUTAK

Özel Üye
Özel Üye
Katılım
15 Ağustos 2008
Mesajlar
146
Tepki puanı
90
Puanları
28
Yaş
39
Tuttuğu Takım
BEŞİKTAŞ
Cengiz Çandar’a göre; Kürt sorunu Başbakan’ın haşin dili nedeniyle bu haldeymiş, Suriye konusu da yine Başbakan’ın keyfi uygulamaları nedeniyle bu hale gelmiş. Ali Bayramoğlu’na göre de suçlu Erdoğan...


Hilal Kaplan gibi başkalarına göre ise sebep Uludere konusunda yanlış davranan "siyasi irade"...

Bu avane açıkça Erdoğan diyemediği için "siyasi irade" diye bir kavram üretmiş...

Erdoğan ve "siyasi irade" böylesine her konuda suçlu, ama ***’ya laf yok...

Hem aslında *** çok iyi örgüt, Murat Karayılan da çok iyi insan.

Zaten her şey Murat Karayılan’ın pasifize edilmesi nedeniyle olmuşmuş.

Son birkaç ayda örgüt Cemil Bayık’ın kontrolüne geçmişmiş, Bahoz Erdal’la birlikte hareket ediyorlarmışmış...

O yüzdenmiş ***’nın bu sertleşmesi.

Eski *** ve eski lideri Murat Karayılan ne güzel insanlarmış meğerse.

Nerdeyse, "Kahrol Cemil Bayık... Kahrol Bahoz Erdal... Çok yaşa Murat Karayılan!" diye tempo tutacaklar.

İnsan aklıyla dalga geçen bu yaklaşımlar köşe yazarlarının ciddi yazı konuları ve gazetelerin manşeti oluyor maalesef...

Türk aydınının bitmez tükenmez *** sempatisi, bir türlü halkın geneline yayılmayınca; şimdi de iyi ***-kötü *** ile örgütün bir kısmını sempatik gösterme yarışı var.

*** blok olarak hareket eder.

Öyle birileri çıkıp örgütün liderini pasifize edemez.

Buna çabalayanların akıbeti ***’nın infaz tarlalarında mevcut.

Rol dağılımında Karayılan her dönem en üst seviyededir.

Şu an İran’la geliştirdiği ilişkilerin meyvelerini toplamaya çalışıyor.

Şemdinli’ye yönelik farklı kollardan günler boyu süren saldırı Karayılan’ın bu yeni ilişkisi sayesinde elde ettiği İran karakolları ve bu ülke içindeki kampların eseri.

Iğdır’da yakalanan İran ajanlarının ***’yla temasları bile pek çok şeyi açıklamaya yetiyor. Suriye şu an ***’ya güç sağlayabilecek konumda değil.

Uzun süre de sağlayamaz.

***’nın yeni besleyicileri Irak ve İran’dır.

Başbakan Erdoğan’ın bütün iyi niyetine rağmen bu iki ülkenin yönetimi tamamen mezhepçi fitneyle hareket etmekteler.

***’yı da Türk hükümetini vurmak için ellerindeki en etkili araç olarak görüyorlar. Güvenlik kuvvetleri savunma noktalarında başarılıdır.

Dünkü Beytüşşebap saldırısını yapan toplam 40 ***’lıdan 20 tanesi öldürülmüştür.

Şemdinli saldırısında da 170 ***’lı öldürüldü.

Savunma noktalarında başarı elde ediliyor, ancak belli kayıplar da söz konusu. Bunun için savunmadan saldırıya geçmek durumundayız.

Tıpkı Uludere sendromu Türkiye’ye yaşatılmadan önceki üç aylık süreçte olduğu gibi.

İran, geçmişinden ders almak zorunda.

Ümmeti bölerek ve arasına düşmanlık atarak, araya kan sokma siyasetiyle bir yere varılamaz.

Mevcut İran yönetimi, Hz. Ömer’in fitneye işaret eden "Keşke İran’la aramızda ateşten dağlar olsaydı" sözünü bugün bize söyletmek için çaba sarfediyor sanki.

Tezkere krizinde ABD, Kıbrıs konusunda AB’yle çok ciddi uluslararası krizler yaşayan AK Parti Hükümeti, hepsini başarıyla ve hayırlı biçimde atlattı.

Ancak görüyoruz ki; Pers fitnesi tarihte olduğu gibi bugün de en zor imtihan olacak.

İngiltere ve ABD’nin, tek başına Suriye’ye sokmak için aynı noktadan Türkiye’yi vurduğunu görüyoruz.

Beşşar Esed’i "şak" diye devirebilecek, hatta istifa edip ülkeyi terk etmesini sağlayabilecek bu iki süper güç, bunu yapmıyorsa sebebi Beşşar’ın bir yem oluşu.

Zokayı yutması istenen ülke Türkiye.

Türkiye’nin canına okuyan, on yıllardır Anadolu insanının kanını emen cunta için çırpınan, Ergenekon sanıklarını masum meleklermiş gibi sunan Aslı Aydıntaşbaş gibilerinin, Suriye’ye girmemiz için kamuoyunu tahrik eden çabalarına bakınca, tablo daha iyi anlaşılıyor.

Yener Dönmez/Yeni Akit
 
Back
Yukarı