Osmanlı'da Amin Alayı

Aşk'a İnanmışt'ı

Genel Yönetici
Staff member
Katılım
28 Mart 2008
Mesajlar
23.243
Tepki puanı
2.147
Puanları
163
Yaş
40
Bulunduğu Yer
ŞANLIURFA
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
Osmanlı İmparatorluğu’nda çocukların okula başlaması için belirlenmiş bir yaş sınırı yoktu.

Çocuklar olgunlaşma durumlarına göre dört ilâ altı yaş arasında okula başlarlardı. Okullar karma idi. İlkokullarda gramer, matematik, Kuran okuma ve ilmihal bilgileri verilirdi. Osmanlı’nın Tanzimat öncesi döneminde ilkokul öğretimini veren okullara “sıbyan mektebi”, “mahalle mektebi” veya “taş mektep” denirdi.

Bu okulların çoğu taştan yapılır ve camilere bitişik inşa edilirdi. Çocukların mahalle mekteplerinde okula başlamaları esnasında, ilk örnekleri 13. yüzyıla kadar uzanan belirli merasimler olurdu.

Çocuğu okula başlayacak olan aile ziyafetler verirdi. Okuldaki diğer öğrencilere de şeker simit gibi yiyecekler dağıtılırdı. Aileler çocuklarının mektebe başlama gününü kandillere denk getirmeye çalışırlardı. Eğer kandillere denk gelmezse çocuklar pazartesi veya perşembe günleri okula başlarlardı. Okula başlayacak çocuğu olan aile evini baştan aşağı temizler; sonra da öğrenci adayı çocuklarını hamama götürürlerdi. Bütün aile okula başlama töreninin yapılacağı gün hava aydınlanmadan kalkardı.

Yeni elbise giydirilen çocuk mücevherler ya da parıltılı taşlarla süslenir; boynuna işlemeli Kuran cüz kesesi asılırdı. Fesin giyildiği dönemde çocuğun başındaki püskül mavi olur ve fese bir nazarlık asılırdı. Daha sonra da Eyüp Sultan ve Fatih türbeleri ziyaret edilirdi. Aile türbe ziyaretinden döndükten sonra, çocuğun aynı mektebe başlayan diğer arkadaşları, ilahi ve aminlerle çocuğu götürmek için eve gelirlerdi.
Çocukların okula başlamalarına “Âmin Alayı” veya “Bed’-i Besmele” denirdi. Okula gidecek çocuk evin önünde kendisini bekleyen süslenmiş ata bindikten sonra tören başlardı. İlahiciler hep bir ağızdan ”Tövbe edelim zenbimize / Tövbe İllallah yâ Allah / Lütfunla bize merhamet eyle / Aman Allah yâ Allah” dedikten sonra onları âmincilerin “Âmin âmin” sözleri takip ederdi.

Çocuk ata bindirildikten sonra Âmin Alayı yürümeye başlardı. Alayın en önünde atlas yastık üzerinde sırmalı cüz kesesiyle elifba taşınırdı. Arkasından da başının üzerinde çocuğun okulda oturacağı minder ve elifbayı koyacağı rahleyi taşıyan birisi giderdi. Bu kişiyi ata binmiş çocuk takip eder, arkasından da mektep hocası, hocanın yardımcıları ilahiciler ve âminciler gelirdi. Törende çocuğun akrabaları ve davetliler de bulunurdu.

Çocukların anneleri ve mahallenin kadınları da okula başlayan çocuğa eşlik ederlerdi. Ayrıca töreni seyretmek isteyenler de yol boyunca dizilirlerdi. Âmin Alayı ilahiler eşliğinde okulun önüne gelince okul hocasının yardımcılarından biri öğrenciyi elinden tutarak okula götürürdü. Mektepten içeri giren çocuk, hocasının elini öptükten sonra kendisinden önce içeri alınmış ve hocanın karşısında bulunan mindere oturur, tanışıldıktan sonra ders başlardı.
 
Back
Yukarı