mine

Demirbaşlardan
Katılım
5 Mayıs 2008
Mesajlar
1.902
Tepki puanı
106
Puanları
113
Yaş
39
Bulunduğu Yer
ankara
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
YİNE BURDAYIM



Yine buradayım
Seni düşündüğüm bu gece de
Bilirim senin beni sevmediğini
Yine de yaşarım sensizliği

Geçmez geceler, günler
Seninle birlikte hem de sensiz
Bir hayal, bir de benle beraber
Yaşarım belki de delirmişçesine

Seni hep severim mutsuz olsamda
Ne olur sende gelsene
Bu büyük aşka karşılık versene
Geçen yıllarla beraber

Bu aşkın küllenmesine izin verme
Belkide mutlu oluruz senle
Denemek belkide mutluluk demek
Ne olur gücenme

Bu hayallere
Yaşamak sensiz, ölüm demek
Belki de 1000 ölmek demek
Benimle beraber bir hayat sürmek

Belki de gerçek mutluluğu bilmek
Hep mutlu olmak varken
Böyle acı çekmek niye
Belki de birlikte seninle,

Yaşarız...
Olmasa da bu hayaller seninle,
Bitmez bu sevgi kalbimde,
Bitse de her şey
Sürer bir ömür boyu bu sevgi her şeyiyle!

Unutmak istedim seni her gece
Yapamadım bunu; unutmadım seni
Geçmeyen gece de hep seninle
Yaşadım hayatı ümitsizce

Her sabah o hüzünle
Uyanıp sadece kendimle
Hatırlayıp seni kederle
Yaşadım, yaşarım hep hayallerle!

Savaş AY


BEN YALNIZ SENİ SEVDİM

Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum
Zili çalmalıyım ve sen açmalısın kapıyı
‘’Hoş geldin canımmm..’’ deyip boynuma sarılmalısın
Uzun uzun öpüşmeliyiz kapı aralığında,
Elelele tutuşup içeri yürümeliyiz
Sen biçırpıda sıralamısın;
Belki de üçü önemli otuzbeş kırk haberi birden
’’Sular yoktu bütün gün biliyormusun’’
Demelisin mesela.
’’Yemeği ocakta unutup yakmamışmıyım pilavın dibini
Sonra da tüpgaz bitti alay eder gibi’’ demelisin mesela.
Adları da saçları gibi hep birbirine benzeyen ortaokul arkadaşların
Çatkapı yapmış olmalı aniden ve öğlen.
Annen aramış yakında geleceklermiş
Bana da selam söylemişmiş olmalı mesela.
O kadar işinin arasında,
Camları da silmiş serinmiş olmalısın.
Eskilerini eskiciye verdim,o eski mintanlarını filan demelisin
Pilastik leğen, mandal bi de faraş almış olmalısın karşılığında
Bi gündüz yayınında faydalı en az on şey öğrenmiş olmalısın
Çıkmayan lekeleri kolayca çıkarmaya
Şarap şişelerini kolayca açıp,
Boş şişelere mumlar damlatıp dekor yapmaya
Bi ton faydalı şeyler
Ben mutlaka; ’’yaaaa öylemi olmuş’’
Diyeceğin haberler varmeliyim sana
Süratle beni kızdıracak bişeyler yapmalısın
Ben zaten seni kızdıracak bisürü şey yapmış olmalıyım dışarda
Gözüme bakıp anlamalısın yediğim herzeleleri
Sen anlamazlıktan gelmelisin hepsini
Yüzlememelisin yine de
Usulca utanmalıyım
Anladığını anlamazdan gelmeliyim
Anladığını anladığımı anlamamalısın
Bu böylece sürüp gitmeli bi vakit
Ben yine herzamanki gibi, yarın rejim yapmaya
Spora başlamaya, sigarayı artık bırakmaya karar vermeliyim.
Sen bikaçgüne kadar bi iş bulup artık çalışmaya,
Bi ev bulup oraya geçmeye
Hayatına bi çeki düzen vermeye, karar vermelisin
’’Çay koyyyy’’ yapmalı, yine ben hatırlatmalıyım
Radyo yine tuhaf şarkılar çalan bi gavur kanalına ayarlı olmalı
Televizyon yine senin kanallarına kilitli
Ve kül tablaları, çay tabakları yani
Firar etmiş olmalı ortalıktan yine
Gözlerinde güzellikten başka
Güzellikten başka bişey yokmuş gibi
Sıkıntı yüklü, soru yüklü bakışları görememeliyim
Sevgimin büyüklüğü herşeye yeter sanmalı
Hiçbi bunaltını anlamayacak kadar dangalaşmalıyım
İkide bi sözlerini kesip,çocuksuluğunu
Saflığını, yalınlığının sularını kurutup
Ciddi, akarlı, kerametli konulara davet etmeliyim seni.
Ve bigün....
Bigün çekip gitmelisin evden
Gitmenle anlamalıyım;
Bu ev sevdasız olana bol gelir,
Yürü yürü bitmez koridorlar
Evin manzarası karanlığa göz kırpar,
Bu evde tek başına yaşayanlara, köpekler bile havlamaz bahçede
Çay pişmez, yemek yenmez
Sigaranın bile tadı kaçar
Dışarda itiş kakış kalabalıklarda yiter gider evin sahibi
Kendini arayıp arayıp bulamaz
Merhabaların da anlamı kalmadığından;
Kimselere selam verip alamaz
Denizde,karada,yatakta;
Hiçlik solukları alıp verir
Bi şiirin dizeleri okunur kitaptan
Şair sankimde bilmiş gibi;
’’Düşmesin bizimle yola
evinde ağlayanların gözyaşlarını
boynunda ağır bi zincir gibi taşıyanlar,
çekilsin yolumuzdan kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar’’
yazmıştır.
Şiire de, şaire de, yaşama da kızılır
Kapının önüne gelinir
Alışkanlık icabı kapı çalınır
Yalnızlık pusuya yatmıştır içerde
Duyar, ama açmaz kapıyı
Neden sonra hatırlarsın
Anahtarını çıkarırsın
Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum be...
Yalnızlığımı sevmiyorum
Ben yalnız, ben yalnız seni, yalnız seni
ÇOK... VE ÇOK....VE ÇOKKKKK...
SEVİYORUM!...

Savaş AY

Sihirbaz'a...


Bir sihirbaz vardı...

Herkezi "şapkasından tavşan çıkardığına"

İnandırmak zorundaydı.

İnandırdı.

Bir Sihirbaz vardı.

Oğlunu "şapkalardan asla tavşan çıkmayacağına"

İnandırmak zordundaydı.

İnandırdı.

Bir oğlan çocuğu vardı.

Sihirbaz'ı "hiçbir şeye inandırması" gerekmiyordu...

Bir oğlan çocuğu vardı.

Yaşamını "İnanılmayacak her şeye inançlı" olduğuna

Babasını inandırmaya adadı...

Savaş AY

"Göz tanığı" adlı kitaptan alıntıdır (1995)
 
Back
Yukarı