Bilgisayarı kim, ne zaman, nerede, nasıl icat etmiştir

Aşk'a İnanmışt'ı

Genel Yönetici
Staff member
Katılım
28 Mart 2008
Mesajlar
23.243
Tepki puanı
2.147
Puanları
163
Yaş
40
Bulunduğu Yer
ŞANLIURFA
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
Tarihsel olarak en önemli eski hesaplama aleti abaküstür; 2000 yıldan fazla süredir bilinmekte ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Blaise Pascal, 1642’de dijital hesap makinesini yapmıştır; yalnızca tuşlar aracılığıyla girilen rakamları toplama ve çikarma islemi yapan bu aygıtı, vergi toplayıcısı olan babasına yardım etmek için geliştirmiştir. 1671’de Gottfried Wilhelm von Leibniz bir bilgisayar tasarlamıştır; 1694 yılında yapılabilen bu araç özel dişli mekanizması kullanmaktaydı; toplama, çıkartma, çarpma ve bölme işlemi yapabiliyordu. Pascal ve Leibniz tarafından yapılan ilk bilgisayarlar yaygın olarak kullanılmamıştır.
Charles Xavier Thomas dört islemi (toplama, çıkartma, çarpma, bölme) yapabilen ilk ticari mekanik hesap makinesini 1820’de geliştirmiştir. Charles Babbage fark makinesi adını verdiği otomatik mekanik hesap makinesinin küçük bir modelini 1822’de gerçekleştirmiştir. 1823’de buharla çalışan tam otomatik modelini yapmıştır; bu araç sabit talimat programıyla kumanda ediliyordu. Herman Hollerith 1890 yılında delikli kart sistemiyle çalışan bilgisayarı geliştirdi. Bu delikli kartlar, bellek deposu olarak kullanılabiliyor, ayrıca bilgisayara programlar ve veriler bu kartlarla verilebiliyordu, böylece işlem hızı oldukça artmış ve hatalar da azalmıştır.

Howard Hathaway Aiken’in yönettiği bir ekip 1937 yılında Mark-1 adi verilen ilk otomatik dijital bilgisayarı yapmayı basardı. Elektromekanik rölelerle çalışan bu bilgisayar dört işlemin yani sıra logaritma ve trigonometri fonksiyonlarını çözen özel (alt) programları vardı. Bu bilgisayar da delikli kart sistemiyle çalışıyordu. Yavaştı; bir çarpma işlemi 3-5 saniyede yapılabiliyordu. Buna rağmen otomatikti ve uzun işlemleri tamamlayabiliyordu. Mark-1, Aiken’in yönetiminde tasarlanan ve yapılan bilgisayar dizilerinin ilki oldu. Bu bilgisayarla bugünkü anlamda bilgisayar dönemi başlamıştır.

İkinci Dünya Savaşında ordu için hızlı bilgisayarlara ihtiyaç duyulmasıyla bu alandaki çalışmalar tekrar hızlandı. J.Presper Eckert, John W.Mauchly ve çalışma arkadaşları, elektron tüplerini kullanarak ilk elektronik dijital bilgisayar olan ENIAC’i 1945 yılında yapmayı başardılar. Bu bilgisayar yine delikli kart sistemini kullanmıştır; 167 m² yer kaplıyor ve yaklaşık 180 kWh elektrik harcıyordu; ayrıca tasarlanmış olduğu belirli programları çalıştırmada verimliydi. Bunlara rağmen ENIAC ilk başarılı yüksek hızlı elektronik bilgisayar kabul edilir. Von Neumann’in teorik çalışmaları sonucunda ilk programlanabilir elektronik bilgisayarlar kuşağı 1947 yılında ortaya çıktı. Bunların işlem hızları çok daha büyüktü ve en önemlisi RAM bellek kullanabiliyordu. Bu bilgisayarlar makine diliyle programlanıyordu. Bu grup bilgisayarlar, ilk ticari uygunluğa sahip olan EDVAC ve UNIVAC serilerini kapsar. Ticari amaçlı ilk bilgisayar UNIVAC-1adiyla 1952yilinda piyasaya sürüldü.

Elektrik-elektronik alanındaki hızlı gelişmeler ve bilgisayarların ticari amaçla kullanılmaya başlanması, bilgisayar alanındaki çalışmaları ve gelişmeleri inanılmaz ölçüde artırarak günümüze kadar gelinmiştir. Özellikle 1960’li yıllardan sonra gerek bilgisayar yapım teknolojisinde, gerekse bilgisayar programlama dilleri açısından büyük gelişmeler yaşanmıştır. Bu arada bilgisayarlarda entegre devreler kullanılmış, hızları ise hayal edilemeyecek seviyelere ulaşmış, boyutları çok küçülmüş, fiyatları da herkesin alabileceği kadar ucuzlamıştır. 1980’li yıllarda PC (Personel Computer)’lerin üretilmesiyle artik bilgisayarlar evlere dahi girmiştir. Son yıllarda bilgisayarlar ceplere sığacak kadar küçülmüştür.

Bilgisayar, elektrik enerjisiyle çalışan elektronik bir makinedir. Kendisine verilen bilgileri alır, saklar, üzerinde işlemler yapar. Gerektiğinde bu bilgileri yazıcı gibi birimlerle çıktı olarak verir. En basit tanımla bilgisayar, kendisine verilen bilgileri kullanarak yeni bilgiler elde eden makinedir.

Bir bilgisayar iki temel birimden oluşur.
Birincisi, Donanım: Bilgisayarın gözle görülen birimlerden olup klavye, ekran, mause, yazıcı, kablolar, kasa, elektronik devreler ve benzeri kısımlardan oluşur. Bir bilgisayarın donanım sistemini oluşturan temel birimler şunlardır: Aritmetik ve mantık birimi, kontrol birimi, bellek, giriş ve çıkış birimleridir.

İkincisi, Yazılım: Bilgisayarın donanımını kullanabilmek ve bilgisayarı çalıştırabilmek için kullanılan programlar topluluğudur.

Bilgisayarın elektronik birimleri kasanın içinde bulunur. Kasaların bazıları dik, bazıları da yatay olarak tasarlanmıştır. Kasanın, bilgisayar parçalarının yerleştirebileceği büyüklükte olması gerekir.

Bilgisayarın tarihçesine baktığımızda; dört temel işlemi gerçekleştirmek amacıyla kullanılan abaküs, basit bir alet olmasına rağmen, bilgisayarın başlangıcı olarak ifade edilir. Bilgisayara veri girişi işlemlerinde, günlük hayatta kullanılan harf ve rakam gibi sembollerden yararlanılır. Bilgisayar bunları kendi anlayacağı şekle dönüştürür, bilgisayarda kapasite depolama birimi byte olarak ifade edilir.

Fransız Pascal, 1642 senesinde vergi tahsildarı babasına, yardımcı olacağını düşündüğü bir makine geliştirdi. Küçük tekerlekler biraz çevirilince, toplama veya çıkarma işlemleri otomatik olarak yapılabiliyordu. Ancak geçimlerini saatler alan hesap işlerinden kazanan kâtipler, Pascal’ın makinesini bir rakip olarak gördüler ve ona hiç iltifat etmediler.

Bir süre sonra Alman matematikçisi Wilhelm, bu makineye çarpma ve bölme işlemlerini yapabilme yeteneğini kattı. Wilhelm’e göre değerli insanlar, tıpkı esirler gibi hesaplama işinde saatler kaybetmeye layık değillerdi.

1948 yılında transistörlerin kullanımıyla bilgisayarların ağırlıkları azaltılmaya, hacimleri küçültülmeye, bellek kapasiteleri ve hızları artırılmaya başlanmıştır.

1963 yılından sonra birden fazla transistörün birleştirilerek entegre devrelerin bulunması, bilgisayarın gelişimini daha da hızlandırmıştır. Bilgisayar alanında kısa sürede yaşanan bu önemli gelişmeler sayesinde, tonlarca ağırlıkta, yavaş işlevi yapabilen modellerden, milyonlarca işlemi çok kısa sürede yapabilen, lap-top (elde taşınabilen) ve hatta cebe girebilen modeller geliştirilmiştir. 1946 yılından sonra bilgisayarları dört kuşak olarak ele alabiliriz.

Birinci Kuşak Bilgisayarlar: 1946-56 yılları arasında vakumlu tüpler kullanılan

İkinci Kuşak Bilgisayarlar: 1957-63 yılları arasında tüplerin yerine transistörlerin kullanıldığı bilgisayarlardır.

Üçüncü Kuşak Bilgisayarlar: 1964-79 yılları arasında kullanılan entegre devrelerin kullanıldığı bilgisayarlar.

Dördüncü Kuşak Bilgisayarlar: 1980’den sonra transistörlerin yerine mikrociplerin kullanıldığı bilgisayarlardır. Bu gün kullandığımız bilgisayarlar bu kuşağa aittir. Ancak her gün yenilikler eklenmekte, bilgisayarların çalışma hızı ve kapasitesi arttırılmaktadır. Bu yıllarda Amerikan ve Japon teknolojilerinin elektronik ve küçültme alanındaki ürünü olan ev bilgisayarları ortaya çıktı.
 
Back
Yukarı